İklim krizi dünyayı "geri dönüşü olmayan noktaya" mı itiyor?

Yeni bir çalışma, varsayımsal bir "dönüşü olmayan noktaya" halihazırda ulaşmış olabileceğimizi iddia ediyor fakat diğer araştırmacılar bunun iklim bilimi hakkında bildiklerimizle "çeliştiğini" söylüyor

Küresel ısınma kutup bölgelerinde buzulların hızla erimesine yol açıyor (Reuters)

Küresel sera gazı emisyonları yarın durdurulsaydı, dünya ne kadar ısınırdı?

Bu basit cevabı olmayan bir soru. İnsanlar dünyayı kirletmeyi bir gecede bıraksa bile, bilim insanları Dünya'da iklimin yeni bir dengeye ulaşmasının onlarca yıl alacağını söylüyor. Bu, büyük ölçüde hava sıcaklıklarını etkileyebilen ısının dünyadaki okyanuslarda nasıl depolandığıyla ilgili.

Doğada küresel ısınmanın tetikleyebileceği potansiyel "kritik eşikler" nedeniyle mesele daha da karmaşık hale gelebilir.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Örneğin artan sıcaklıklar, yüksek kuzey enlemlerinde bulunan ve çok miktarda karbon depolayan donmuş toprakların, yani permafrost'un erimesine neden oluyor. Bu erime atmosfere daha fazla karbon salınmasına neden oluyor ve bu da artan sıcaklıklara katkıda bulunuyor. Bu tip pozitif "geri besleme döngülerinin" nihayetinde hızlı ısınmaya yol açabileceği yönünde endişeler var ve küresel ısınmanın sınırlandırılması bu tür geri beslemelerden kaçınmak için önemli.

Scientific Reports adlı bilimsel dergide bugün yayımlanan yeni bir çalışma, varsayımsal olarak konuşursak "küresel ısınmada geri dönüşü olmayan noktayı çoktan aşmış olabileceğimiz" yönünde çarpıcı bir iddiada bulunuyor.

Basit bir matematiksel model kullanarak sera gazı emisyonlarının 2020'de durdurulduğu varsayımsal bir dünyada neler olacağını simüle ediyor. Simülasyonlarda permafrost erimesi gibi pozitif geri besleme döngülerinin bir sonucu olarak dünyanın yüzlerce yıl boyunca ısınmaya devam ettiği tespit ediliyor.

Bununla birlikte Birleşik Krallık ve ötesinden önde gelen iklim bilimciler insanları yeni çalışmanın sonuçlarını son derece temkinli bir şekilde ele almaya çağırdı.

Exeter Üniversitesi ve Met Office'in iklim etkileri başkanı Prof. Richard Betts (MBE), The Independent'a şunları söyledi:

Çeşitli meslektaşlarla konuştuk, modelde hiçbir güvenilirlik olduğunu düşünmüyoruz. Geri besleme önemlidir. Nihayetinde uzun vadeli iklim değişikliğine bağlı kalma ihtimali önemlidir. Fakat bunun çoktan gerçekleştiğine dair gerçek bir kanıt yok.

Prof. Betts, yeni çalışmada kullanılan modelin basitleştirilmiş olması nedeniyle bunun önemli iklim geri besleme döngülerini iyi bir şekilde simüle etmediğini belirtiyor.

Permafrost erimesine ek olarak Arktik deniz buzunun erimesi de önemli bir potansiyel geri besleme. Dünyadaki okyanusların ve atmosferin ısınması buzun şaşırtıcı bir hızla erimesine neden oluyor. Parlak beyaz buz güneş ışığını yansıtır fakat ortadan kaybolduğunda açıkta kalan karanlık okyanus daha fazla güneş ışığını emmeye başlar ve okyanus daha da ısınır. Bu da buzun daha fazla erimesine yol açar.

Prof. Betts, bu geri beslemenin dikkate alınması önemli olsa da, yeni çalışmada kullanılan modelin bunun nasıl işlediğini iyi bir şekilde simüle etmediğini söylüyor.

Sonuçlar, dünyanın önde gelen iklim bilimcilerinden oluşan bağımsız bir grup olan Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli'nin (IPCC) yakın zamanda yayımlayacağı değerlendirme raporunun bulgularıyla da çelişiyor.
 


Wellington Victoria Üniversitesi Coğrafya, Çevre ve Yer Bilimleri Okulu Başkanı Prof. James Renwick, "Makalede sunulan sonuçlar ilgi çekici ama bilim topluluğunun iklimin nasıl değiştiğine dair anlayışıyla gerçekten çelişiyor. İklim modeli simülasyonlarının son hali gösteriyor ki, sera gazı emisyonlarının hemen durdurulması durumunda sıcaklıklarda muhtemelen çok az artış olabilir ve gelecekte ısınmanı süreceğine dair bir belirti yok" ifadelerini kullandı.

University College London'dan İklim Bilimci Prof. Mark Maslin ise, IPCC tarafından kullanılan modellerin daha gelişmiş olduğunu ve Dünya'nın geri besleme döngülerinin davranışını daha iyi simüle edebildiklerini söylüyor ve ekliyor:

Bu sonuçların IPCC raporlarında kullanılan daha karmaşık iklim modellerince doğrulanması gerekiyor çünkü bu sonuçlar, iklim modellerinde yaygın katı çapraz kontrollerden ve çapraz testlerden geçmemiş bir modelden geliyor.

Yazarlar makalede, "başka model yaratıcılarını kendi (daha büyük) modellerinde keşiflerini inceleyip ve bulgularını bildirmeye teşvik ettiklerini" söyleyerek modellerinin basitliğine dikkat çekiyor.

Prof. Betts iklim krizine karşı harekete geçmek için çok geç olmadığını anlamak önemli diyor:

İnsanların (araştırma metnini) ciddiye almasını ve iklim felaketinin artık kaçınılmaz olduğu konusunda endişelenmeye başlamasını gerçekten istemem.

Climate Majority'nin yazarı Leo Barasi'yse dünyanın aşırı yüksek düzeyde ısınmaya “mahkum” olduğu yönündeki iddiaların küresel iklim kriziyle mücadele çabalarına zarar verebileceğini söylüyor.

The Independent'a verdiği demeçte Barasi şunları aktardı:

Dünyanın geri dönüşü olmayan şekilde ipini koparmış bir ısınmaya mahkum olduğu ve hiçbir emisyon kesintisinin bize yardımcı olamayacağı iddiası, tıpkı iklim değişikliğinin endişelenecek bir şey olmadığı yönündeki iddialar gibi, her zaman takipçi kazanabilir.

Fakat bu iddialar genellikle bağlamın dışına çıkarılan ve tüm karşıt kanıtları görmezden gelen merkez dışı araştırmalara veya verilere dayanır.

Kanıtlarla desteklenmediği halde dünyaya mahkum olduğumuzu söylemek sorumsuzca ve felaket sonuçları olabilecek ısınmayı önleme şansı hâlâ bulunan acil eylemleri motive etme olasılığı da düşük.


 

independent.co.uk/environment

Independent Türkçe için çeviren: Noyan Öztürk

Bu makale kaynağından aslına sadık kalınarak çevrilmiştir. İfade edilen görüşler Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU