Ateşkese uyulmayan Suriye'nin kuzeyinde Türkiye - Rusya mesajlaşması

Erdoğan, İdlib'deki muhalif grup 'Suriye Ulusal Ordusu'na ait bir rehabilitasyon merkezinin hedef alınmasını' Rusya'nın kalıcı barış ve bölgesel istikrara destek olmadığının bir göstergesi olarak nitelendirdi

Suriye'deki Türk devriyesi / Fotoğraf: AFP

Feylek eş-Şam adlı radikal bir militan grubunun Rus bombardımanına hedef olmasının ardından Suriye’deki İdlib şehri kırsalında, özellikle de Cebel ed-Duveyle bölgesindeki kanlı olaylar hız kazandı. Rus güçlerinin bu ani saldırısı tüm taraflar için de sürpriz oldu. Gözlemciler, özellikle Dağlık Karabağ sorunu görüşmelerinin müzakere hattına girmesiyle Rus ve Türk müzakereciler arasındaki görüşmelerde sonuca varılamayacağını öne sürüyorlar.

Diğer yandan bu gelişme, son zamanlarda oluşan beklentileri de baltaladı. Suriye rejiminin siyasi çözümün buharlaşmasının ardından düzenlenmesi muhtemel bir askeri harekat dışında herhangi bir fayda sağlayamayacağı, Suriye’nin zeytin şehrinden ve kırsalından geriye kalanlar üzerindeki kontrolün genişletilmek istediği kaydedildi.

Ülkenin kuzeyindeki sükûnet bozuldu

Bir Suhoy uçağının Feylek eş-Şam liderlerinin 26 Ekim tarihinde düzenlediği toplantıyı hedef alan sürpriz hava saldırısı, bölgedeki sükunete ağır bir darbe indirdi. Bu durum Türkiye’yi ve Suriyeli grupları öfkelendirdi. Mücadeleye geri dönülmesi ve hızlı bir şekilde cevap verilmesi gündeme geldi. Açıklanan nihai sonuca göre saldırı nedeniyle ölen ya da yaralanan savaşçıların ve liderlerin sayısı 100’ü aştı.

Diğer yandan rejime karşı mücadele veren Ulusal Kurtuluş Cephesi’nden fraksiyonlar saldırının ertesi günü, 27 Ekim tarihinde İdlib ve Hama kırsalındaki Suriye ordusu mevzilerini bombaladı. Saha kaynaklarına göre Halep ve batı kırsalının çevresini hedef alan bu saldırıda roketler fırlatıldığı öne sürüldü. 28 Ekim tarihinde ise rejim kuvvetleri, Eriha’daki en-Nusra Cephesi militanlarının karargahını bombaladı.

Ancak en hararetli siyasi tepki, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın partisinin parlamento bloğuyla yaptığı bir toplantıda Moskova'ya sert bir eleştiri yöneltmesi ile geldi.

Erdoğan, İdlib'deki muhalif grup ‘Suriye Ulusal Ordusu'na ait bir rehabilitasyon merkezinin hedef alınmasını’ Rusya'nın kalıcı barış ve bölgesel istikrara destek olmadığının bir göstergesi olarak nitelendirdi.

Bölge yeniden kaynamaya başladı

Bu askeri hamleler ve yansımaları, yeni çatışmalar yaşanacağının gündeme gelmesine neden oldu.

Diğer yandan Moskova, saldırıların amacının ‘teröristlerin yayılmasını sınırlamak’ olduğunu önde sürdü. Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu, ülkesinin radikal fraksiyonları ortadan kaldırmaya yönelik ciddiyetini yineledi.

Sahada yaşanan son olayların ardından müzakere masasında da kaos hakim oldu. 2018 yılının eylül ayında varılan Soçi Anlaşması’nda kabul edilen ‘gerilimi azaltma bölgeleri’ aylar süren sükunetin ardından yeniden ateş aldı. Aylarca devam eden huzurun ardından bölge bir kez daha kaynamaya başladı. İdlib'den geriye kalanların devri kısa vadede bile unutuldu.

Ülkenin kuzeybatısı, Rusya ve Türkiye'nin geçtiğimiz mart ayında aldığı ateşkesin son günlerinde kanlı sahnelere tanık oluyor. Elde edilen bilgilere göre, rejim güçleri sert olması muhtemel operasyonlar başlatmaya hazır olduğunu gösteriyor. ABD birkaç gün önce oyuna El Kaide'deki liderler topluluğunu hedef alan bir hava saldırısıyla girmiş ve bu operasyon ‘Son Akşam Yemeği’ adını vermişti.

Her ne kadar silahlı çatışmanın tarafları tetikte olsalar da gözlemcilerin ilk değerlendirmeleri, iki gün önce yaşananların siyasi bir çözümün başlangıcı olduğu gerçeğine işaret ediyor. Azerbaycan-Ermenistan savaşı ve Karabağ bölgesindeki Rus tavrı gibi konularda anlaştıktan sonra ışığın görülebileceği kaydediliyor.

Diğer yandan Rus bombardımanının Moskova'dan Ankara'ya, bölgenin dosyalarıyla ilgilenirken dikkatli olunması için açık bir mesaj olabileceği iddia ediliyor. Bombardımanın, üst düzey bir Türk diplomatik heyetinin birkaç gün önce Libya ve Suriye dosyalarını görüşmek üzere Kremlin'e ziyaretini tamamlamasının ardından gelmesinin dikkat çekici olduğu belirtiliyor.

ABD'nin Suriye özel elçisi James Jeffrey ülkesinin, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres ve BM Suriye Özel Temsilcisi Geir Pedersen'in acil ateşkes ve 2254 sayılı Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) ile temsil edilen siyasi çözüme bağlılık çağrılarına destek verdiğini duyurdu. ABD’li elçi ayrıca ülkesinin İdlib'de yaşanan ihlallerden duyduğu endişeyi dile getirdi. Jeffrey açıklamasında şu ifadeleri kullandı:

"Şam yanlısı güçlerin bu tehlikeli hamleleri ve mart ayında imzalanan ateşkes anlaşmasının açık ihlali ile ilgili son derece endişeliyiz."

Diğer yandan Suriye'nin Birleşmiş Milletler Daimi Temsilcisi Beşşar el-Caferi, 11-12 Kasım tarihlerinde düzenlenecek göçe zorlananlara yönelik özel bir konferansa katılım için çağrı yaptı. Suriye halkının yeteneklerinin, zenginliklerinin ve doğal kaynaklarının çalındığını ve yağmalandığını kaydetti. Bölgede yaşayanların göçe zorlanarak demografik değişim yapılmaya çalışıldığını vurguladı.

 

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

Independent Türkçe için çeviren: Büşra Abay

https://www.independentarabia.com/node/164301

DAHA FAZLA HABER OKU