Nükleer silah sahibi devletler, tarihin yanlış tarafında

Nükleer Silahların Yasaklanması Anlaşması 22 Ocak 2021'de yürürlüğe girecek. Ama bir şey değişecek mi?

Hiroşima'daki atom bombası saldırısından kurtulan bir grup, 25 Ekim'de bir araya gelerek Japon hükümetine Nükleer Silahların Yasaklanması Anlaşması'nı imzalama çağrısı yaptı (AP)

İnsanlar 75 yıldır nükleer savaşı sona erdirmek için mücadele ediyor. 1940'larda, Manhattan Projesi'nin atom bilimcileri Başkan Truman'a Szilard Dilekçesi'ni sundu. 1950'lerde, büyük düşünürler Bertrand Russell ve Albert Einstein, Russell-Einstein manifestosunu hazırlamak için bir araya geldi. 1960'larda ve 1970'lerde, Pasifik'te ve Afro-Amerikalılar arasında nükleer karşıtı sesler daha da yükseldi. Greenham Common kadınlarından CND'ye (Nükleer Silahsızlanma Kampanyası), milyonlarca insan nükleer silahların verdiği zarara karşı koydu.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Ve sonunda sesleri duyuldu. Cumartesi gecesi Honduras, Birleşmiş Milletler Nükleer Silahların Yasaklanması Anlaşması'nı (TPNW) imzalayan 50. ülke olarak tarihe geçti. Şimdi bu anlaşma 22 Ocak 2021'de yürürlüğe girecek ve nükleer savaşı yasadışı kılacak. Antlaşmaya taraf devletler asla nükleer silah geliştirmemeye, test etmemeye, üretmemeye, elde etmemeye, bulundurmamaya, depolamamaya, kullanmamaya veya kullanma tehdidinde bulunmamaya ant içti. Bu, nükleer savaşı yeniden damgalama yönünde önemli bir sembolik değişimi temsil ediyor.

Trump'ın ülkelerin kendi deyimiyle "tehlikeli" bir anlaşmadan çekilmesi için attığı savaş çığlıklarına rağmen, Trumpçı patavatsız ikna girişimleri TNPW'nin yürürlüğe girmesini engellemedi. Fakat, savaşta nükleer silahların kullanıldığı tek ülke olduğu halde Japonya TPNW'yi kabul etmeyi reddetti. Kabine Genel Sekreteri Katsunobu Kato, "Japonya bu anlaşmanın gayelerine, nükleer silahların feshi fikrine katılsa da bu meseleye nasıl yaklaşacağımız hususunda aynı fikirde olmadığımız için imzacı olmayacağız" açıklamasında bulundu.

Japonya, Trump'ın nükleer şemsiyesi altına sığınmaya devam ederek hâlâ devam eden Soğuk Savaş ittifaklarından kaynaklı meselelere dikkat çekiyor. Ayrıca, Hiroşima ve Nagazaki bombalamalarından sağ kurtulan Hibakuşaların dileklerini de reddediyor.

Aralarında Birleşik Krallık'ın da bulunduğu 9 ülke, nükleer cephaneliklerini muhafaza etmek istiyor. Tutsak durumdaki daha onlarca ülke, negatif koruma karşılığında topraklarındaki füzelerle sularındaki denizaltılara müsamaha gösteriyor. BM Güvenlik Konseyi'nin Çin, Fransa, Rusya, Birleşik Krallık ve ABD'den oluşan 5 daimi üyesi, ortaklaşa yaptıkları açıklamada anlaşmayı desteklemeyeceklerini, imzalamayacaklarını veya onaylamayacaklarını belirtti. O halde, bir şey değişecek mi?
 


Şu anda, küresel silah kontrolü diplomatik bir gayretten ziyade oyun alanındaki bir itiş kakışı andırıyor. Trump seçimlerden önce bir anlaşma için baskı yaptığı halde ABD ve Rusya, New START (Stratejik Silahların Azaltılması Yeni Sözleşmesi) nükleer anlaşmasını yenilemeye çalışırken duraksayıp telaşa kapılmaya devam ediyor. Çin de ABD cephaneliğini azaltıncaya kadar üçlü silah müzakerelerine katılmaya isteksiz. Arka plandaysa üç devlet şu anda yeni ölümcül taktik silahlar geliştiriyor. Ekim başlarında Kuzey Kore lideri Kim Jong-Un kıtalararası yeni bir balistik füzeyi açıkladı. Bu toplu duruştan, bu ülkelerin hiçbirinin silahsızlanma gibi bir niyetinin olmadığı ve nükleer silahların güvenilir veya istikrarlı bir seçenek olmadığı açık.

ICAN'ın (Nükleer Silahların Tamamen Ortadan Kaldırılması için Uluslararası Kampanya) kurucu ortağı Dimity Hawkins (OAM) ile bu sembolik anlaşmanın karşılaştığı baskılar ışığında ileriye dönük nasıl düşünebileceğimizi konuştum. “Bu toplu katliam silahlarına sahip olanlar, bunları finanse edenler, bunlara olanak sağlayanlar veya bunları mazur görenler endişeli" dedi. 

Bu silahları elinde bulunduranlar, onları kendi istekleriyle teslim etmeyebilir. Anlaşmanın altını oymak, küçük ülkeleri susturmak ve hayatta kalanlarla aktivistlerin kuyusunu kazmak için çok çaba sarf ettiler; ama hareket gelişmeye devam ediyor. Küresel toplum, nükleer silahların müşterek güvenliğimiz için bir tehdit olarak kalmasına izin veren altyapıyı kaldırmak için birleşiyor.

TPNW'nin yürürlüğe girdiği bu dönemde, nükleer silaha sahip devletler artık tarihin yanlış tarafında kalıyor. Nükleer savaş asla kazanılamaz, bu nedenle asla böyle bir savaşa girilmemelidir. Küresel güvenliğin kötüye gittiği ve nükleer silahlara karşı normların başarısızlığa uğradığı bir dönemde TPNW, silahsızlanma için bir dönüm noktası teşkil ediyor. Silahsızlanmaya vakar ve bağlılıkla yanıt vermek, nükleer silah sahibi 9 ülkenin sorumluluğudur. Aksi takdirde geleceğin haydut devletleri onlar olacak.

* Dr. Becky Alexis-Martin, Manchester Metropolitan Üniversitesi'nde beşeri coğrafya alanında öğretim görevlisidir. Nükleer kültür ve jeopolitik alanında araştırmalar yapan Alexis-Martin, L.H.M. Ling Üstün İlk Kitap Ödülü'nü kazanan ve Bread & Roses Ödülü'nün kısa aday listesinde yer alan, "Disarming Doomsday: The Human Impact of Nuclear Weapons in Hiroshima" (Kıyameti Durdurmak: Hiroşima'dan Beri Nükleer Silahların İnsani Etkisi) adlı kitabın da yazarıdır
 

independent.co.uk/independentpremium/voices

Independent Türkçe için çeviren: İrem Oral

Bu makale kaynağından aslına sadık kalınarak çevrilmiştir. İfade edilen görüşler Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU