Medyada "propaganda" tartışması… Bildirici’den Özkök’e yanıt: Hürriyet'te başka neler yayımlandı?

"Anlaşılan Ertuğrul Özkök, devlet temsilcilerinin hazırladığı propaganda metinleri ile gazetecilik ürünleri arasında fark görmüyor"

Kolaj: Independent Türkçe

Medya Ombudsmanı Faruk Bildirici, uzun yıllar köşe komşuluğu yaptığı Hürriyet yazarı Ertuğrul Özkök’ün bugünkü köşesine yanıt verdi.

Bildirici, önceki gün Hürriyet’te Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın ile söyleşi gibi yayımlanan metni eleştirerek “Metin, gazetecilik değil, halkla ilişkiler metni. Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın ile söyleşi yapılmamış, bir gazeteci imzası da yok. Soru ve yanıtlar aynı kalemden çıkmış. Fark etmemiş olabilirsiniz, uyarıyorum” demişti. Hürriyet yazarı Özkök de bugünkü köşe yazısında 27 yıl beraber çalıştığı Bildirici’nin ismini anmadan “Ombudsman adıyla yazılar yazan bir arkadaşımız, Hürriyet’i eleştiriyor... Kimse sormadan Cumhurbaşkanlığı kendiliğinden bu mesajı vermek istemiş... Bu soruyu o sormuş bu sormuş ne fark eder...” demişti.

"Okurlara neden gerçeği aktarmadı?"

Bildirici, kişisel blogunda yer alan yazıda Özkök’e yanıt verdi. Bildirici, Hürriyet yazarının yazısındaki çelişkilere dikkati çekerek şunları söyledi:

Ertuğrul Özkök’ün yazısında ise ciddi bir kafa karışıklığı var. Önce “mülakat” (söyleşi) olarak tanımlıyor, sonra “bu soruyu o sormuş bu sormuş ne fark eder” diye yazıyor. Hemen yanıtlayayım sorusunu. Öncelikle halkla ilişkiler metnini gazetecilik ürünü gibi sunmak okuru aldatmaktır. Hürriyet ile söyleşi yapmadığı halde İbrahim Kalın’ın hazırladığı metni “Hürriyet’e anlattı” diye yazmak gerçeği saptırmaktır. Asıl açıklanmaya muhtaç olan, neden okurlara gerçeğin aktarılmadığı? İkisi arasında bir fark olduğu düşünülmese böyle bir kandırmacaya gerek duymazlardı.

"Soruyu kimin sorduğu önemli"

“Hiç kuşkusuz gazetecilik söyleşisi ile halkla ilişkiler/reklam/propaganda metinleri arasında fark vardır” diyen Bildirici, şöyle devam etti:

Halkla ilişkiler metinleri, bir kişinin kendi görüşlerini aktardığı, hiçbir eleştirel yaklaşıma yer verilmeyen tanıtıma propagandaya yönelik metinlerdir. Gazetecilik ürünlerinde ise tanıtım olmaz, gazeteci bir kişi, şirket ya da kurumun propagandasını, tanıtımını yapmaz. Konuştuğu kişiyi, doğruları ve yanlışları, artıları ve eksileriyle birlikte yansıtmaya çalışır. Soruyu kimin sorduğu da çok ama çok önemlidir. Gazeteci, bir halkla ilişkilerci, bir reklamcı, bir propagandacı olmadığı için gerçeğe varmak için sorular sorar, sorgular. Yanlışları ve eksikleri ortaya çıkaracak eleştirel sorular da sorar. Nitekim Hürriyet’te yayımlanan halkla ilişkiler metninde İbrahim Kalın’a hiçbir eleştirel soru sorulmamış. Bunların gazeteci soruları olmadığı, bürokratik bir dille hazırlandığı da çok belli.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

"Kalın'ın karşısında bir gazeteci olsaydı..."

İbrahim Kalın’ın metninde gerçekten çok önemli görüşler dile getirilmiş, Ertuğrul Özkök’ün alıntıladığı cümleler de çok etkileyici ve çok doğru. Ama İbrahim Kalın’ın karşısında bir gazeteci olsaydı, eminim, Fransa’da Samuel Paty adlı öğretmenin öldürülmesine neden gecikmeli tepki verdiğini de sorardı. Çünkü Fransız öğretmen 16 Ekim’de öldürüldü, İbrahim Kalın ise 26 Ekim’deki paylaşımıyla bu vahşi cinayeti kınadı. Tam da Hürriyet’teki metnin yayımlanmasından bir gün önce…

"Ertuğrul Özkök'ün yanıt vermesi gerekir..."

Bildirici, Özkök’e ayrıca şu soruyu yöneltti:

 En önemlisi de İbrahim Kalın, devleti temsil eden bir bürokrat. Onun yazıp hazırladığı metin de devleti yönetenlerin propagandasına yönelik bir metin. Üstelik Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan da partili bir cumhurbaşkanı olduğu için onun sözcüleri, aynı zamanda parti temsilcisi gibi davranıyor, hatta bazen muhalafet liderlerine bile cevap yetiştiriyor. Anlaşılan Ertuğrul Özkök, devlet temsilcilerinin hazırladığı propaganda metinleri ile gazetecilik ürünleri arasında fark görmüyor! Cumhurbaşkanlığı bürokratlarının hazırladığı halkla ilişkiler ve propaganda metinlerini gazetecilik kılıfı altında yayımlamayı doğru buluyor! O zaman -madem Hürriyet’e yönelik eleştirileri kendisi yanıtlıyor- Ertuğrul Özkök’ün şu soruya da yanıt vermesi gerekir; Devleti temsil edenlerin hazırladıkları metinlerin gazetecilik ürünü gibi yayımlanması doğru mudur? Hürriyet, bugüne kadar bu şekilde başka hangi metinleri gazetecilik ürünüymüş gibi yayımladı? Söyleyin okurlar da bilsin bari…

 

farukbildirici.com, Hürriyet, Independent Türkçe

DAHA FAZLA HABER OKU