İstanbul ilçeleri arasındaki koronavirüs artışı "sosyal sınıf" farkından mı "dikkatten" mi kaynaklanıyor?

E-5'in böldüğü Ataköy ile Şirinevler arasındaki vaka artışı "sosyal sınıf" tartışması başlattı. Prof. Dr. Zeki Kılıçarslan, "Türkiye'de üst sınıf koronavirüse daha az yakalanırken; işçi sınıfı daha fazla yakalanıyor" dedi

Sağlık Bakanlığı'nın koronavirüs haritasına göre Şirinevler'de vaka sayısı çok, Ataköy'de ise az / Fotoğraf: Sağlık Bakanlığ

Türkiye'de koronavirüs vaka artışında İstanbul ilk sırada. 

Sağlık Bakanı Koca'ya göre ülkede görülen vaka sayılarının yüzde 40'ı İstanbul'da görülüyor.

İstanbul ile diğer iller arasındaki bu farkın bir benzeri de ilçeleri arasında yaşanıyor. 

Mega kentin 39 ilçesinin bazılarının koronavirüs haritası kıpkırmızı.

Bağcılar, Bayrampaşa, Esenyurt ve Esenler gibi ilçeler alarm veriyor.

Avrupa Yakası'nda; Beyoğlu, Beşiktaş, Başakşehir, Avcılar, Beylikdüzü, Fatih ve diğer ilçelerde de oldukça fazla vaka sayısı olduğu ifade ediliyor.

Anadolu Yakası'da ise Kadıköy, Üsküdar, Ümraniye en çok vaka ve can kayıplarının yaşandığı ilçelerden.

Silivri, Tuzla ve Adalar gibi ilçelerde ise vaka sayıları yok denecek kadar az.

"Sosyal sınıf" tartışması 

Bu durum farklı tartışmaları da beraberinde getiriyor.

Özellikle Bakırköy'e bağlı Ataköy ile Balçelievlere bağlı Şirinevler arasındaki durum, "sınıf tartışmasına" yol açtı.

Ataköy ile Şirinevleri E-5 birbirinden ayırıyor. Koronavirüs haritasına göre Ataköy neredeyse yeşil gözükürken Şirinevler ise kırmızı. 

Bu durumu sosyal medyasında paylaşan Bakırköy Belediye Başkanı Bülent Kerimoğlu, ilçe halkının bu başarıyı dikkati sayesinde yakaladığını iddia etti. 

Kerimoğlu iletisinde, "Maske, mesafe ve temizlik kurallarına azami dikkat eden tüm Bakırköy halkına sonsuz şükranlarımı sunarım" ifadelerini kullandı.


Kerimoğlu'na cevap veren Prof. Dr. Zeki Kılıçarslan ise bu durumun "dikkatten" değil "sınıf" farkından kaynaklandığını iddia etti. 

Kılıçarslan'ın "Dikkat farkı değil, Bülent başkan! Sınıf farkı, sosyal sınıf!" şeklindeki cevabı tartışmayı da beraberinde getirdi.

Peki gerçekten İstanbul'da ilçeler arasında yaşanan vaka artışı "sosyal sınıftan" mı kaynaklanıyor? 

Bu konuda görüşler farklı farklı. Kılıçarslan gibi düşünen çok olduğu gibi bu iddiayı reddeden de var. 

Kılıçarslan, iddiasının arkasında duruyor ve virüsteki artışın bundan kaynaklandığını, "Türkiye de üst sınıf, koronavirüse daha az yakalanırken; işçi sınıfı daha fazla yakalanıyor ya da hastalanıyor" sözleriyle sürdürdü. 

Yılların akademisyeni Kılıçarslan'a göre salgın boyunca "mavi yakalılar" yani işçiler hiçbir zaman kapanmadı. Onlar çalışmak zorunda kaldıkları için işlerine gitmeye, çalışmaya, toplu taşımayı kullanmaya devam etti.

Zeki Kılıçarslan.jpg
İBB Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Zeki Kılıçarslan, yerleşim birimleri arasındaki vaka artışının sosyal sınıf farkından kaynaklandığı görüşünde / Fotoğraf: İBB Basın

 

Kılıçarslan şöyle konuştu: 

"Zaten onlar daha fazla kalabalıklar" diyen Arslan, "İşçi sınıf sitelerde yaşamıyor. Onların ikamet ettiği yerler çok daha fazla kalabalık. Ayrıca yoğun yapılaşmanın olduğu yerlerde yaşıyorlar. Hatta metrekareye düşen insan sayısı bakımında da diğer yerlere göre çok kabalalık yerler onların yaşam alanları. Durum böyle olunca ister istemez, işçi sınıfının olduğu yerlerde koronavirüs vakaları daha fazla" 

"Burjuva daha az hasta olurken, proleterya daha fazla virüse yakalanıyor"

İşçi sınıfının eğitim eşitliğinde de yoksun bırakıldığı için kurallara uyma oranının az görüldüğüne dikkati çeken Kılıçarslan, sözlerini şöyle tamamladı: 

"Yani nereden bakarsanız bakın tamamıyla sosyal statü farkından kaynaklanıyor. Beyaz yakalıların yaşadığı yerlerde yapılaşma az ve kurallara daha fazla dikkat ediliyor, Memurlar, statüsü yüksek insanlar, toplu taşımayı kullanmıyor veya çok az kullanıyorlar. İşlerine özel araçlarıyla gidiyorlar ve daha havadar yerlerde çalışıyorlar. Bağcılar, Esenler ve Esenyurt gibi ilçelerde ise işçiler merdiven altı atölyelerde çalışıyorlar. Durum böyle olunca koronavirüs vakaları kimi yerlerde daha fazla görülürken kimi yerlerde az görülüyor. Elbette çok neden var ama üst sınıftan hiç kimse o kalabalık ortamlara girmiyor, onun için daha yakalanıyor. İşçi sınıfları ise daha fazla yakalanıyor. Onun için onların yaşadıkları alanlar hep kırmızı oluyor. Başka bir ifadeyle burjuva daha az hasta olurken, proleterya dana fazla virüse yakalanıyor." 

Demir-1.jpg
Kutbettin Demir, virüsün insan ayırmadığını söyledi / Fotoğraf: İHA

 

"İlçelerin coğrafi durumuyla ilgili" 

İstanbul Aile Hekimleri Derneği Başkanı Dr. Kutbettin Demir ise bu durumun ilçelerin coğrafi farklılıklarından kaynaklandığını söyledi. 

"Virüs insan ayırt etmiyor. Kalabalığın olduğu her yerde vaka sayıları artar" diyen Demir, vaka artışının doğrudan sosyal sınıfla ilgili olmadığını vurgulayarak, "Beşiktaş, Şişli ve Kadıköy gibi yerlerde de vaka artışı fazla" dedi.

Şirinevler, Ataköy örneğine için "Nüfusu bakmak gerekiyor" diyen Deemir, insan yoğunluğunun olduğu yerlerde vaka artışının da görüldüğünü kaydetti. 

Şirinevlerde iş yerleri olduğunu dolayısıyla nüfus yoğunluğunun daha fazla olduğunu söyleyen Demir, "Bir tarafta kalabalıklar var. Diğer tarafta ise yeşil alan fazla ve kalabalık yok. Ayrıca Ataköy'de beyaz yakalı insanlar yaşıyor. Yani bir tarafta insanlar birbirine mesafeli dururken diğer taraftan kalabalıklar iç içeler" değerlendirmesinde bulundu. 

Demir, şunları kaydetti:  

"Bağcılar, Esenler ve Bayrampaşa"da daha yoğun olmasının şöyle bir özelliği var; burada daha dar gelirli, çalışan, kendini izole edemeyen, beyaz yakalı olmayan insanlar oturuyor. Bu insanlar hem kalabalık ve hijyenin zor olduğu ailelerde yaşıyorlar hem de çalışmak zorundalar. O yüzden buralarda vaka sayılarının fazla çıkmasını doğal buluyorum. Sadece buralarda değil, Esenyurt'ta da durum aynı. 20-65 arası çalışan kesime ciddi bir kolaylık getirilemedi. Beyaz yakalılar kısmi ya da evden çalışmaya geçtiler. Salgının merkezi İstanbul. Biz de İstanbul’da çalışan aile hekimlerini temsil ediyoruz. Sahadaki sorunları görüyoruz."

"Hasta değil vaka sayısının açıklanaması gerekiyor"

Toplu yaşamın yüksek olduğu her yerde vaka sayılarında artış gözlendiğini hatırlatan Demir, tüm vatandaşları aynı şekilde kurallara uymadığını da belirtti. 

Kuralların artık neredeyse maskeyle sınırlı hale geldiğini ifade eden Demir, "Maske meselesinde de bilindiği gibi sıkıntılar. Aynı maskenin uzun süre kullanılması beraberinde başka sıkıntılara yol açıyor. Ayrıca Sağlık Bakanlığı’nın hasta sayısı değil, vaka sayılarını açıklaması gerekiyor" ifadelerini kullandı. 

İnsanların, 'virüsü yendik, salgın bitti' anlayışına geldiklerini bunun da son derece tehlikeli olduğunu belirten Demir, "Bütün dünya aşışı bekliyor. Eğer son denemeler başarılı olursa en iyi ihtimale şubat veya martta aşının kullanıma sunulacağı gözüküyor" diye konuştu. 

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU