Demokrasinin ve Antifaşizmin zaferi: Neonazi suç örgütü Altın Şafak’ın liderleri hapishaneyi boyladı

Ioanna Kleftogianni, 5,5 yıl süren tarihi Altın Şafak Partisi davasının karar duruşmasından izlenimlerini Independent Türkçe için kaleme aldı

Tarihi davadan aralarında parti kurucusu N. Mihaloliakos ve 18 eski vekilin de yer aldığı 39 Altın Şafak üyesine hapis kararı çıktı (Reuters)

Yunan mahkemesinin 7 Ekim'de suç örgütü olduğunu ilan ettiği Neo-Faşist Altın Şafak Partisi’nin 5,5 yıl süren, 465 celse ve 216 tanık gören duruşma maratonu geçen perşembe nihayete erdi. Yahudi Soykırımı inkarcısı ve ateşli bir Hitler hayranı olan Parti'nin kurucusu 62 yaşındaki Nikos Mihaloliakos dahil 18'i eski parlamenter olmak üzere suç örgütünün 39 üyesi cezaevine gönderildi. Yunanistan'daki tüm demokratik ve faşizm karşıtı güçler 22 Ekim'i kutladı.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Altın Şafak üyesi G. Roupakias tarafından 18 Eylül 2013'te öldürülen faşizm karşıtı şarkıcı Pavlos Fissas’ın cesur annesi Magda Fissas’ın teselli gözyaşları, kalabalığın alkışları ve "Pavlos yaşıyor, kahrolsun Nazi" sloganları arasında çağdaş Yunanistan demokratik tarihinin en önemli siyasi davalarından biri sonlanırken Yunanistan sınırlarının ötesinde ses getiren bir mesaj da yolladı. 

Mahkeme başkanı Maria Lepenioti'nin tarihi nihai kararı sonrası Fissas göz yaşları içinde yere yığılırken, güçlü bir ses duruşma salonunun elektrikli atmosferini parçaladı: Faşizm karşıtı bir LGBT aktivisti "Hapse, faşistler, katiller, domuzlar, faşistler hapse!" diye bağırırken, polis de salonun diğer tarafındaki sessiz Altın Şafak mahkumlarına kelepçelerini takıyordu. Bu, nihayet son bulan zorlu davadaki duygu yüklü yüzlerce andan biriydi.

Faşistler merhamet dilendi

Magda Fissas en sonunda kızı İrene’nin desteğiyle salondan çıktığında, tüm avukatlar etrafını sardı. Kalabalıktaki herkes birbirinin kollarında ağlıyordu. Böylelikle uzun bir maraton sonucunda kurbanlar, kurbanların aileleri, avukatları ve faşizm karşıtı hareket için büyük bir adalet tesis edilmiş oldu. Öte yandan faşist suç örgütü mensupları duruşmanın son safhalarında ideolojilerini reddedip hasta babalarını, yetişkin olmayan çocuklarının babalarını yitireceğini, hapse girerlerse eşlerinin acı çekeceğini ve hayatını sürdüremeyeceğini öne sürerek merhamet dilendi.

Geçen hafta Altın Şafak mensuplarının avukatları bile erteleme elde edebilmek için mahkemenin duygularına oynadı. Avukatlar, Altın Şafak mensuplarının hayvan sevgisinden, çocuklarına hassasiyetinden, besteledikleri şarkılardan, pişirdikleri pizzalardan bahsettikçe duruşma salonunda sıklıkla kahkahalar yükseldi.

 

 

Mahkumiyetlerine neden olan aynı gerçekleri örtbas etmeye çalıştılar: Göçmenlerin, komünist sendikacıların, faşizm karşıtlarının, solcuların ve LGBT'lerin hedef alınması, Eylül 2013'te katledilmesiyle Yunan yetkilileri nihayet harekete geçmeye zorlayan Fissas’in bıçaklanarak öldürülmesi, Ocak 2013'te Atina'da Pakistanlı meyve işçisi Ssazad Lukman'ın öldürülmesi vb. 

Polisle ilişkiler gözler önüne serildi

Dava sırasında Altın Şafak'ın polisle yakın ilişkisi de açığa çıktı. Duruşmalar sırasında 8 polis memurunun Fisas cinayetini hiç tepki vermeksizin izlemesi, Mısırlı balıkçıya saldırı olayında saldırganların polis karakolunda saklanması gibi vahim hadiselerin yanı sıra Altın Şafak üyesi polis memuru Venice Poropori’nin işlenen suçlarla ilgili yapılacak baskınlara dair partiye içeriden bilgi verdiği de gözler önüne serildi.

Suç örgütü mensuplarınca saldırıya uğrayan Mısırlı balıkçının avukatı Kostas Papadakis kararı, "22 Ekim 2020 Adalet Günüdür, 5 buçuk yıl 2 gün ve 465 celse sonrası davanın bittiği gündür. Karar, suçların ağırlığına göre orantılı ve adildi. Nazizmi meşrulaştırma girişimi Yunanistan'da gerçekleşemedi çünkü bu mahkeme, Nazi karşıtı hareketle birlikte, bu girişimin mezar taşını dikti" diye özetledi.

Altın Şafak kurbanı komünist sendikacıların avukatı Antonis Antanasiotis, 5,5 yıl uzamasında hükümetin ciddi sorumluluğu bulunan davanın, tartışmasız ve kapsamlı bir şekilde, zengin ve sarsılmaz kanıtlar vasıtasıyla, birbirine bağlantılı iki sonucu ortaya koyduğunu söylüyor: 

İlki, Altın Şafak'ın suç faaliyetinin saiki Nazi ideolojisidir: Hitler'i, Nazi rejimini ve üstünlüğü adına işlediği suçlarını öven makaleler ve açıklamalardaki materyaller devasa boyutta ve genellikle ürkütücü. Gamalı haç fotoğrafları, SS ve diğer iğrenç Nazi sembolleri mahkeme salonu kanalıyla gözler önüne serildi. Altın Şafak'ın üyelerini öfkeyle saldırtan ve göçmenleri, faşizm karşıtlarını, öncü sendikacıları, komünistleri öldürten ideolojisinin Nazizm olduğu açığa çıktı.

Antanasiotis ikinci sonucun, "Nazi siyasi örgütünün oluşumu ve işleyişiyle iç içe geçmiş suç yapısı" olduğunu belirtiyor. 

Üstelik bu noktada muazzam boyutlarda materyal açığa çıkarıldı: Çok sayıda tanıklık, saldırı taburlarının örgütlü bir şekilde hareket ettiği fotoğraflar ve videolar, sesli görüşmeler, emir içeren mesajlar vb. Ne de olsa Altın Şafak, gerçek bir Nazi örgütüdür. Katı hiyerarşi yoluyla lidere kör bir itaatin koşul olduğu organize ve kitlesel bir suç eylemine sahiptir. Bu koşulun DNA'sındaki varlığı tarihi bakımdan kanıtlamıştır. Bu, varlığı ve kalkınması, yeni üyelerin alınması için bir koşuldur.

“Siyasi hakları da alınmalı”

Neonazi suçlular, biri hariç, hapiste. Liderlerinden henüz yakalanmayan Christos Pappas Interpol tarafından aranıyor. Sonraki adım ne olmalı? Dava prosedürüne yardımcı olan Atina Üniversitesi'nden Anayasa Hukuku Ordinaryus Profesörü Nikos Alivizatos, bize şunun altını çiziyor: 

"Seçim mevzuatının değiştirilmesi, suç örgütlerini yönetmek veya bu örgütlere katılmak sebebiyle hüküm giyenlerin seçme ve seçilme hakkının alınması, şimdi atılması gereken sıradaki temel adım olmalıdır."

Profesör Alivizatos devamla, "Seçim kanunu değişmeli" diyor.

Altın Şafak yarın başka bir isimle ortaya çıkarsa, bir suç örgütü olmaktan dolayı hüküm giymişseniz seçimlere katılamayacağınızı temin eden bir kanun olmalı. Soru şu... Seçimlerde Altın Şafak değil de Altın Yumurtalar olarak ortaya çıkarlarsa, liderleri Miçaloliakos'un kızı olsa, onu seçime katılmaktan men edebilir miyiz? Cevap, 'hayır'. Kanımca radikal bir kanun çıkarmadığımız ve bu kanuna suç örgütü üyeliğinden hüküm giymiş adayları dahil etmediğimiz sürece (cevap hayır). Ancak Anayasa siyasi hakların kaldırılmasına dair değiştirilemez bir güvence sağladığı için bu güç bir şey.

 

Independent Türkçe için çeviren: Kerim Çelik

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU