Vazektomi sonrası çocuk sahibi olan çiftin tazminat talebi reddedildi, AYM ‘hak ihlali’ kararı verdi

Kemal Demirtaş, vazektomi operasyonu geçirmesine rağmen eşi hamile kalınca Sağlık Bakanlığı’na tazminat davası açtı. Dava reddedilince Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu. Yüksek Mahkeme, ‘hak ihlali’ ve ‘yeniden yargılama’ kararı verdi

Bursa'da yaşayan Kemal Demirtaş'ın 2010 yılında devlet hastanesinde vazektomi (sperm kanallarının bağlanması) operasyonu geçirmesine rağmen hamile kalan 36 yaşındaki eşi Gülcan Demirtaş, ameliyattan yaklaşık 19 ay sonra hamile kalarak sezaryanla bir kız bebek dünyaya getirdi.

Gülcan Demirtaş  sezaryen sırasında aşırı kan kaybettiği için rahimi alınma tehlikesi ortaya çıktı. Yaşananlar üzerine Kemal Demirtaş, Sağlık Bakanlığı hakkında 500 bin TL maddi, 200 bin TL manevi olmak üzere toplam 700 bin TL'lik dava açtı.

"Doktor hatası yüzünden"

Demirtaş çifti, Sağlık Bakanlığı'na yaptıkları başvurunun zımnen reddedilmesi üzerine 19 Haziran 2012'de Bursa 1. İdare Mahkemesi'nde ‘tam yargı' davası açtı.

Başvurucu Kemal ve Gülcan Demirtaş çifti, dava dilekçesinde yaşlarının ileri olması ve ekonomik durumlarının yetersiz olması nedeniyle gebelik istemediklerini ve bu nedenle vazektomi (kısırlaştırma) ameliyatına karar verdikleri, ancak doktorun tıbbı hatası nedeniyle ameliyatın başarısız geçtiği ve istenmeyen gebeliğin oluştuğunu belirtti.

Çift, başka sağlık sorunları da olduğu için gebelik, doğum ve tedavi sürecinde yaşadıkları zorluklar nedeniyle psikolojilerinin bozulduğunu, çocuğun bakım ve eğitim masraflarını karşılayacak güçlerinin olmadığını belirterek maddi ve manevi zararlarının tazmin edilmesini istedi.

Başvuruda ayrıca, Taburcu Sonrası Bilgi Formu'nda sadece "ameliyattan sonra 4 ay korunacak" ibaresi dışında bir bilginin olmadığını, kendilerine kontrol ve test konusunda bir bildirimde bulunulmadığı vurgulandı.

Adli Tıp raporu ‘kusur yok' dedi, dava reddedildi

Yargılama sırasında Adli Tıp Kurumu tarafından bir bilirkişi raporu hazırlandı. Raporda, vazektomi ameliyatlarında sperm kanallarının tam olarak kapanmaması durumunun "her türlü özene rağmen görülebilecek tıbbı ihmal ya da kusura bağlı olmayan komplikasyon" olarak değerlendirildi.

Uygulanan tıbbi işlemde doktor kusuru olduğuna dair bir bulgu olmadığının belirtildiği raporun, "Tıbbi Belgeler" kısmında başvurucuların ve ameliyatı gerçekleştiren doktorun imzalarının bulunduğu 17 Haziran 2010 tarihli "Genel Onam Formu"nun yer aldığı, Taburcu Sonrası Bilgi Formu'nda hastanın 4 ay korunacağı ve 28 Haziran 2010 tarihinde kontrole gelmesi gerektiğinin yazılı olduğu belirtildi. Raporun "savunmalar" kısmında ise ameliyatı gerçekleştiren doktorun ifadesinde 4 ay sonra kontrole gelmesi söylendiği halde hastanın kontrole gelmediği ifadesine yer verildi.

Bursa 1. İdare Mahkemesi, söz konusu Adli Tıp Kurumu raporunu göz önünde bulundurarak 19 Kasım 2014 tarihinde davanın reddine karar verdi. Kararda, ileri sürülen zarar ile idarenin tazmin sorumluluğunu doğuracak nitelikte bir illiyet bağının bulunmadığı belirtildi.

Bilirkişi raporunun yeterli olmadığı belirten Demirtaş çifti, ameliyat öncesinde olası riskler konusunda bilgilendirilmediklerini Onam Formu'nu imzalamadıklarını belirterek kararı temyiz etti.

Danıştay kararı onadı

Danıştay 15. Dairesi 11 Şubat 2016 tarihinde aldığı kararla reddedilen tazminat üzerinden nispi vekâlet ücretine hükmedilmesine ilişkin kısmın bozulmasına, diğer kısımların ise usul ve hukuka uygun olması nedeniyle onanmasına karar verdi. Karar düzeltme talebi de aynı dairenin 10 Ocak 2017 tarihli kararı ile reddedildi.

Ameliyatı yapan doktor hakkında takipsizlik

Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı, Kemal Demirtaş ve Gülcan Demirtaş çiftinin Onam Formu'ndaki imzanın kendilerine ait olmadığı iddiası ile hastane personeli için yaptıkları suç duyurusu hakkında, "ameliyatı gerçekleştiren doktorun kusur ve ihmalinin bulunmadığı, ameliyata Demiraş çiftinin birlikte karar verdikleri ve ayrıca Hasta Onam Formu'na başka birisinin imza atmasını gerektirecek herhangi bir menfaat unsuru bulunmadığı" gerekçesi ile takipsizlik kararı verildi.  

AYM ‘ihlal var' dedi

Demirtaş çifti söz konusu karar üzerine 2017 yılında Anayasa Mahkemsi'ne bireysel başvuruda bulundu.

Yüksek Mahkeme, 16 Eylül 2020 tarihinde başvuruyu karara bağladı. Başvuruyu değerlendiren heyet, ameliyat sonrası tıbben yapılması gereken sperm testi için başvurucunun kontrole çağrılıp çağrılmadığı hususunda derece mahkemesince araştırılmaması nedeniyle kişinin maddi ve manevi varlığının korunması hakkının ihlal edildiği sonucuna ulaştı.

hukum.jpg
Karar oybirliği ile alındı / Kaynak: Resmi Gazete

Oybirliği ile kabul edilen kararda, Anayasa'nın 17. Maddesi ile güvence altına alınan "Kişinin maddi ve manevi varlığını koruma hakkı"nın ihlal edildiğine ilişkinin iddianın kabul edilebilir olduğu ve ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere kararın bir örneğinin Bursa 1. İdare Mahkemesi'ne gönderilmesine hükmedildi.

Anayasa Mahkemesi, başvurucuların tazminat talebini ise reddetti.

Vazektomi Nedir?

Erkeğin tohum kanallarının ameliyatla bağlanmasıdır. Uygulandıktan sonra erkek artık gebe bırakamaz. Tohum kanallarının bağlanması, erkeğin görünümünde, cinsel arzu ve yeterliliğinde, cinsel doyumunda, erkeklik organının (penisinin) sertleşmesinde ve boşalmasında hiçbir değişiklik yapmaz, bütün bu olaylar eskisi gibi devam eder.

 

Independent Türkçe

DAHA FAZLA HABER OKU