Yeni Zelanda Başbakanı Ardern yeni dönemde nazik olmaktan fazlasını yapmalı

İşçi Partisi lideri imajını korumanın ötesine geçip konut krizi, çocuk yoksulluğu ve iklim değişikliği gibi çözülmemiş zor sorunlara odaklanmalı

Jacinda Ardern’in İşçi Partisi Yeni Zelanda’da seçimleri açık ara farkla kazandı (AFP)

Jacinda Ardern çok hoş bir kadın.

Yeni Zelandalıların gözünde, bu yılki genel seçimlerde kime oy vermiş olurlarsa olsunlar bu genellikle kabul gören bir şey.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Empatik ve yetenekli bir iletişimci, selfie’leri seviyor, baskı altında çalışabiliyor, birden fazla büyük ölçekli krizde korku ya da nefret yaratmadan ülkesine rehberlik edebiliyor ve tüm bunlara yeni anne olmuş birisi olarak yetişebiliyor.

Ama en sıkı Ardern destekçileri bile “gerçekten çok hoş” olmanın artık illa yeterli olmadığını kabul etmeye başladı.

Ve Vogue’a kapak olabilen tüm Ardern markası tam olarak bu çevrede kurulduğu için, bu ileriye gitmekte bir nevi problem teşkil ediyor.

Yeni Zelanda’daki İşçi Partisi Ardern’in liderliğinde bugünkü genel seçimlerde (17 Eylül) açık ara farkla zafer kazandı ve ülke 1996’da karma üyeli nispi temsil sistemine geçtiğinden beri tek başına iktidar olma fırsatını yakalayan ilk parti oldu.

Diğer yandan, bir gazeteci Ulusal Parti genel merkezinde parti katılımcılarından daha fazla basın mensubu olduğunu aktardı.

Analistler ve yüzü düşen Ulusal Parti vekilleri İşçi Partisi’nin kampanyasını kurtaran şeyin Kovid-19 pandemisi olduğunu söyledi; Britanya bir kez daha tecrite girerken Ardern’in pandemiyle baş etmekteki başarısı Yeni Zelandalıların seçim akşamında omuz omuza kutlama yapmasından açıkça anlaşılıyordu.

Ama 2017’de olduğu gibi, çok sayıda insan İşçi Partisi için değil Ardern için dışarı çıktı. Ve İşçi Partisi gizemli liderinin peşinden giderek onun başarısının keyfini çıkarmaktan hayli mutlu olsa da Ardern’in ikinci döneminde büyük popülarite kazanmayacak.

40 yaşındaki Ardern son üç senede dünya genelinde hiçbir liderin geçmediği bir sınavdan geçti: Christchurch terör saldırıları, Beyaz Ada volkan patlaması, Kovid-19 pandemisi ve ekonomik gerileme. Tüm bunlara verdiği yanıt uluslararası olarak takdir gördü.

Selfie’lerle, Facebook canlı yayınlarıyla, çeteye benzeyen kalabalıklarla ve uluslararası medyada zaman zaman yalakalığa varan övgülerle desteklenen bu popülarite yalnızca şöhretini pekiştirdi.

Ne var ki birçok kişi için problem tam da burada.

Alkışlar ve selfie’ler ülkedeki konut krizi kontrolden çıkarken umutsuzca mülk edinmeye çalışanları, iklim değişikliği konusunda eyleme geçilmesini (ki 2017 kampanyasının temel taşlarından biriydi) bekleyenleri ve ülkenin Kovid-19’u atlatma stratejisiyle ilgili belirsizlikler nedeniyle gelirini kaybedenleri öfkelendirdi.

Ardern seçmen tabanını üzmemek konusunda fazla temkinli, odaklanmış ve isteksiz olduğu ve parlamentosunda gerçek ve dönüştürücü bir değişim yaratmak için kabinesinde gereken derinlik olmadığı yönünde düzenli olarak eleştiriliyor.

Ardern hükümetine karşı tavır alan bir milyon kişilik güçlü Yeni Zelanda diasporası bile şu anda Anne ve Babalarını her ziyaret ettiklerinde iki haftalık zorunlu tecrit için 3 bin Yeni Zelanda Doları (yaklaşık 15 bin TL) fatura ödemekle karşı karşıya.

Ardern’in seçime giden günlerde uluslararası röportajlarda böylesine garip bir tavır takınmasının muhtemel nedeni, çok fazla olumlu haber olması korkusuyla tam bir yasak koymak olabilir.
 


Muhalefet lideri Judith “Öğütücü” Collins ise Ardern karşıtı duruşuyla ilerleme kaydetti. Bu kıdemli politikacı da selefinin temmuzda bir anda istifa etmesi nedeniyle onun yerine lider olarak maça epey geç girmişti. Collins amansız pozitifliği nedeniyle Ardern’le alay etmiş, “bilinçli” politikalarını tiye almış ve birilerini öfkelendirmekten korkmadığını göstermişti. Bu durum sandıklarda Yeni Zelanda Ulusal Partisine yardımcı olamamış olabilir ama Collins katı taktikleriyle destek kazandı.

Yakın tarihli iğneleyici yorumları (“obezite kişisel bir sorumluluktur” ve “beyaz olmamla ilgili bir sorun mu var?”), gücendirme amaçlı olmalarından dolayı neredeyse Trumpvari görünüyor. İnsan, daha fazla vakti olsaydı Collins’in Trump’ı iktidara taşıyan sağ kanat popülizmle destek kazanma girişiminde bu alanı daha fazla test edip etmeyeceğini merak ediyor. Collins 2020 seçimleri sonrasında liderliği korursa bu Ardern hükümeti için gerçek bir meydan okuma olacak: Dişli, azılı bir muhalefet.

2017’de Ardern’in “Jacindamani”den ötesi olduğunu kanıtlamak için yapması gereken tonla iş vardı. Şimdiyse gerçekten hoş olmanın ötesinde iş bitirebileceğini kanıtlaması gerekiyor. 

Yeni Zelanda pandemi sonucu etkili şekilde kapalı kalmaya devam ederken Ardern’in karşısındaki ilk zorluk dünyanın geri kalanıyla nasıl tekrar etkileşime gireceği olacak. Ardındaki büyük desteği artırıp bunu öngörülebilir gelecekte uluslararası turizmin olmayacağı ülkesi için bir yatırıma çevirmenin yolunu bulmak zorunda. Ve yeni döneminde amaçlarının ne olduğu belirsizliğini korurken, geçmiş zamanların seçim vaatlerine odaklanması olası: zengin ve yoksul arasındaki farkın azaltılması, çocuklar arasındaki yoksullukla mücadele (bu konuda kişisel sorumluluk almıştı), gelir eşitsizliği ve İşçi Partisi’nin arzı artırma yönündeki sözünü gerçekleştiremediği konut krizi.

Milliyetçi Önce Yeni Zelanda (NZ First) koalisyonu yükünden kurtulan İşçi Partisi Ardern’e daha fazla özgürlük tanıyacak ve güç dengesini tekrar sol lehine çevirecek. Önce Yeni Zelanda’nın cimri lideri Winston Peters meşhur bir hamleyle ülkenin dört gözle beklenen sermaye artış vergisine engel olmuş ve Ardern’le ilerici fikirleri nedeniyle çatışmıştı.

Ne var ki Ardern, ironik olarak Yeşiller'le koalisyon kurmayı seçerse ilericiliğinde geri adım atmak zorunda kalacak; örneğin gelir vergisi bir tartışma noktası olacak.

Ama Yeşiller’in şimdiye kadarki en başarılı sonucuna ulaşması genç ve ilerici nüfusun hiç olmadığı kadar aktif olduğunu kanıtlıyor. Ardern’in Auckland’daki evinin önünde bulunan kaldırım seçim gecesi bir sokak partisine dönüştü ve çoğu oy vermek için çok genç olan Yeni Zelandalılarla dolup taştı.

Gençliğin bu hükümetten daha fazla talebi olacak. Bu belki de Ardern için nezaketi etkili eylemlerle birleştirme fırsatı yaratacaktır.

 


 

independent.co.uk/voices

Independent Türkçe için çeviren: Noyan Öztürk

Bu makale kaynağından aslına sadık kalınarak çevrilmiştir. İfade edilen görüşler Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU