Kılıçdaroğlu’ndan AYM kararına uymayan mahkemeye: “Saraya yaptığımız hizmetlerle makam bekliyoruz” diyorlar

"Her şey aklıma gelirdi de yargı sisteminin bu kadar çökeceği aklıma gelmezdi"

Fotoğraf: AA

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) hak ihlali kararına rağmen Enis Berberoğlu’nun tekrar yargılanmasına gerek olmadığı görüşünü dile getiren 14. Ağır Ceza Mahkemesi’ne sert ifadelerle yüklendi.

Adım Adım İktidara Projesi Tanıtım ve İlk Eğitim Toplantısı'nda konuşan CHP lideri, Türkiye’de yargının son durumunu şu ifadelerle değerlendirdi:

Parlamentonun, anayasanın askıya alındığı bir süreçten geçiyoruz. Bir ülkede yasama yargı ve yürütme bir kişinin kontrolü altına girerse o ülkede felaket olur. Bunu anlatmamız gerekiyor, bizim böyle bir tarihi sorumluluğumuz var. İflas eden bir yargı sistemiyle karşı karşıyayız. Her şey aklıma gelirdi de yargı sisteminin bu kadar çökeceği aklıma gelmezdi. Bu kadar körelmez, bu kadar çürümez diyordum. Yargının kendi içinde bir iç dinamiği var. AİHM’e kadar uzanan bir zincirimiz var. Ama alt mahkeme en üst mahkemenin verdiği karar beni bağlamaz diyorsa çürüme oradan başlıyor. Adaletsizlik, hukuksuzluk oradan başlıyor. Nasıl bir felaketle karşı karşıya olduğumuzun bilinmesi lazım.

“İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi kararıyla şu mesajları verdi” diyen Klıçdaroğlu, şunları söyledi:

“Biz hukukun üstünlüğüne ve vicdani kanaatine göre karar veren mahkeme değiliz. Öyle olmadığımız için de anayasa ve yasalar bizi bağlamaz. Biz gücümüzü anasayadan değil saraydan alıyoruz. Milletvekilinin yeniden dokunulmazlık kazanması da bizi bağlamaz, biz yargılayıp mahkum ederiz. Bizi TBMM başkanı dahi eleştiremez Bizim anayasayı ihlal etmemiz, AYM'nin kararlarına uymamamız HSK tarafınca sorgulanamaz. HSK da talimatı saraydan alır. Biz hukuk devletinin değil şahsım devletinin hakimleriyiz. Dolayısıyla saraya yaptığımız hizmetlerle üst makamlara atanmayı bekliyoruz.”

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

“Önümüzdeki seçimler siyasi parti seçimi değildir”

Kılıçdaroğlu, erken seçim talebinin kendisinin değil vatandaşların olduğunu dile getirirken şunları vurguladı:

Önümüzdeki seçimler bir siyasi parti seçimi değildir. Hala bunu anlamak istemeyen belli çevreler var. Önümüzdeki seçimler demokratlar ile diktatörler arasındaki seçimlerdir. Bir sağ-sol seçimi değil, kendi ülkesinde düşüncesini özgürce ifade etmek isteyen demokratlarla, hayır bir kişi konuşsun diyen otoriter rejim yanlıları arasındaki seçimdir. Bu çerçeveden olaya bakamazsanız otoriter rejimlerin tutsağı haline gelirsiniz. Niye seçimden korkuyolar çünkü gideceklerini biliyorlar. Erken seçim Kılıçdaroğlu'nun değil. esnafın, işçinin, sanayicinin talebilidir.  Evet kardeşim, cesursan eğer...  Ülkenin sorunlarını çözemedin 18 yılda batağın içine soktun, Londra’daki bir avuç tefeciye hizmet eder noktaya geldin.  Faize karşız diyenler tefeciye hizmet eder hale geldi.  Emir alıyorlar, dilencilik yapıyorlar, medyanın önünde de kahramanlık yapıyorlar.  Kahraman olarak kendilerini tanıtanlar bir telefonla papazı serbest bırakıyor. Allah bilir telefon aldığı zaman ayağa kalkıp önünü iliklemiştir. Türkiye’nin onurunu, tarihini ayaklar altına alan kişiden Türkiye’ye hayır gelmez.

"Gençler Türkiye'den gitmek istiyor"

Türkiye’nin eğitimli ve genç bir kuşağı olduğunu söyleyen CHP lideri, yapılan bir kamuoyu araştırmasına da değindi:

Eğitimli, gelişmiş ciddi bir genç kuşağımız var. Mayıs ayında 'İmkanınız olsa yurtdışında yaşamak ister misiniz?' diye soruluyor gençlere. Gençlerin yüzde 62,5'i 'evet' diyor. AK Partili gençlerin de yüzde 47,3'ü 'evet' diyor. Önümüzdeki ciddi tehlikeyi görüyor musunuz? Bir ülkenin gençliği, ben bu ülkede değil başka bir ülkede yaşamak istiyorum diyor.  Eylülde 'kalıcı olarak başka bir ülke vatandaşlığı verilirse Türkiye'yi terk edip o ülkeye yerleşmeyi düşünür müsünüz? diye soruluyor. Evet diyenlerin oranı yüzde 64. Yüzde 14'ü 'hayır kalırım' diyor. Türkiye'nin gerçek anlamda beka sorunu ne? Bir ülke kendi gençliğini kaybederse Türkiye'nin beka sorunu nedir o zaman? Başka hangi beka sorunundan söz edeceksiniz, işte beka sorunu budur! İkinci yüzyıla çağrı beyannamesi bütün bu gençleri Türkiye'de tutma beyannamesidir ayrıca.

 

Independent Türkçe

DAHA FAZLA HABER OKU