AK Parti Sözcüsü Çelik: Azerbaycan, kendi hakkını, topraklarını müdafaa hakkına sahiptir

Partisinin MYK toplantısı sonra Çelik, Azerbaycan ve Ermenistan arasında başlayan çatışmalar ile "Kobani" operasyonu kapsamında yapılan gözaltılara ilişkin açıklamalarda bulundu

Fotoğraf: AA

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, partisinin Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısı devam ederken, basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın dış politikalar konusunda kapsamlı bir değerlendirme yaptığını, Doğu Akdeniz'de gelinen son nokta ve Azerbaycan'a verilen ve verilecek destekler, Libya ve Suriye'deki gelişmelerin ele alındığını bildirdi.

Azerbaycan ve Ermenistan arasında başlayan çatışmalara ilişkin açıklamalarda bulunan Çelik, "Bu Azerbaycanlı kardeşlerimizin kaderi ile kendi kaderimizi aynı gördüğümüzün bir işareti. Azerbaycan ve Türkiye aynı kadere, aynı geleceğe, aynı değerlere sahip iki ülke" diye konuştu.

Ermenistan ordusunun son olarak pazar günü ateşkesi ihlal ettiğini, bazı köylere soykırımvari saldırıda bulunduğunu dile getiren Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:

Türkiye olarak uluslararası hukukun açık ihlali karşısında sesimizi yükselttik. Cumhurbaşkanımızın bu konudaki mesajı nettir; Türkiye sonuna kadar Azerbaycan'ın yanındadır. Türkiye Azerbaycanlı kardeşlerimiz nasıl istiyorsa, ne şekilde istiyorsa her zaman yanlarında olmaya devam edecektir. Burada bu cümlenin altını çiziyorum: Azerbaycanlı kardeşlerimiz nasıl istiyorsa, ne kadar istiyorsa ve ne şekilde istiyorsa Türkiye Azerbaycan'ın yanında olmaya devam edecektir. Ermenistan'ın sivil yerleşim yerlerine saldırısı 1949 Cenevre Sözleşmeleri dahil uluslararası hukukun açık ihlalidir. Uluslararası toplum Ermenistan'ı kınamalıdır.

"Azerbaycan, kendi hakkını, topraklarını müdafaa hakkına sahiptir"

Çelik, bu saldırganlık karşısında Azerbaycan'ın meşru müdafaa hakkını sonuna kadar savunduklarını vurgulayarak, şöyle devam etti:

Azerbaycan, kendi hakkını, topraklarını müdafaa hakkına sahiptir. Karabağ Bölgesi Azerbaycan toprağıdır. Ermenistan orada işgalcidir. Dolayısıyla en önce bu işgali sona erdirmesi ve Azerbaycan topraklarını terk etmesi için Ermenistan'a telkinde bulunulmalı ve gereken yaptırımlarla Ermenistan karşı karşıya bırakılmalıdır. Ermenistan bu saldırısıyla provokasyondan yana olduğunu, Kafkaslar'da barış ve istikrarı bozan taraf olduğunu bir kere daha göstermiştir. Türkiye, Azerbaycan'ın toprak bütünlüğü konusunda Azeri kardeşlerimizin yanında olmaya, Azeri kardeşlerimizin toprak bütünlüğünü koruma konusunda en yüksek hassasiyeti göstermeye devam edecek.

Ermenistan'ın saldırgan olduğunu ve bir provokasyona daha imza attığını belirten Çelik, Azerbaycan'ın toprak bütünlüğüne dönük bu mütecaviz yaklaşımların asla kabul edilemeyeceğini bildirdi.

Türkiye'nin inisiyatif aldığı Suriye, Libya ve son olarak Azerbaycan için "Türkiye cihatçı gönderiyor." denildiğini söyleyen Çelik, şunları kaydetti:

Böylesine bir yalan propagandaya sessiz mi kalalım, tepkisiz mi kalalım? Dolayısıyla Türkiye'deki bir siyasi partinin bu kadar her dış politika olayında asla yapılmaması gereken, alfabe düzeyinde hatalar yapması Türk siyaseti açısından üzüntü verici bir durumdur. Çünkü nihayetinde milli meselelerde ve büyük meselelerde vatandaşımız tek yürek olarak bunu sahiplenmektedir. Bu CHP tabanındaki vatandaşlarımıza da haksızlık. CHP tabanındaki vatandaşlarımız gerek sosyal medyada gerek başka alanlarda çok güçlü bir şekilde Azerbaycan'a sahip çıkıyorlar, CHP yönetiminden yükselen bu seslerin aksine. Dolayısıyla yapmaları gereken bunu düzeltmek ve bunun yanlış olduğunu söylemekken 'Hayır, biz bildiri yayınladık, siz bunu görmediniz mi'... Bildiriyi gördüm ve bunu takdirle karşılıyorum. Bu bildiriye imza atan bütün siyasi partilerin duruşunu takdirle karşılıyoruz. Azerbaycan'ın yanında olmak bugün de tek yürek, tek millet olarak yanında olmak son derece önemlidir ama aynı zamanda buradaki tabloyu da ne manaya geldiğini de bir siyasi partinin izah etme yükümlülüğü vardır.

Uygur Türkleri konusu

Sözcü Çelik, dünyadaki gelişmelere bakarken insan hakları ihlallerinin söz konusu olduğu coğrafyaları da gözden geçirdiklerini bildirdi.

Çin Halk Cumhuriyeti'nin Sincan Uygur Özerk bölgesindeki Uygur Türkleri ve Müslüman azınlığa dönük politika ve uygulamalarının kuşkusuz her zaman gündemlerinde olduğunu vurgulayan Çelik, şunları söyledi:

İnsan hakları ve inanç özgürlüğü açısından bu konuyu çok yakından takip ettiğimizin bilinmesini isterim. Çin'in 2017 yılında yürürlüğe koyduğu Aşırılıkla Mücadele Yönetmeliği, Uygur Türkleri ve Müslüman azınlıklara dönük son derece olumsuz uygulamalara sahip. Keyfi sorgulamalar, tutuklamalar, dini özgürlüklerin kısıtlanması, zorunlu Çince öğretimi, 1 milyondan fazla Uygur Türk'ünün eğitim kamplarında alıkonulması, Uygur ailelerinin Han kökenli Çinlilerle aynı çatı altında yaşamaya zorlanmaları gibi gündem konuları herkes tarafından takip ediliyor. Birlemiş Milletler'in ve birçok kurumun ırk ayrımcılığının ortadan kaldırılması yönündeki raporları bu konuda son derece kaygı duymamızı gerektiren bir takım tespitlere sahip.

Çelik, Türkiye olarak Uygur Türkleri ile dini etnik ve kültürel çok güçlü bağlara sahip olduklarını anımsattı.

"Hangi dosyada ne olduğuna yargı karar verecektir"

"Kobani" operasyonu kapsamında yapılan gözaltılara ilişkin de açıklama yapan Çelik şunları kaydetti:

Cumhuryet Başsavcılığı soruşturma yürütüyor. 7-8 Ekim'de Türkiye'de ne oldu? 6 Ekim'den itibaren bazı siyasilerin çağrısı üzerine ki bunların hepsi HDP'de bulunuyorlar. 
Türkiye'de Kobani olayları birilerinin açık ifadeleriyle, o ifadeler de ortadadır, 'PKK terör örgütü değildir, PKK'ya sırtımızı dayıyoruz' dediler. Bu dünyanın her yerinde suçtur. Hangi dosyanın içinde ne var buna karar verecek olan yargıdır. Yargısal süreç, soruşturma süreci hukuka uygun bir şekilde sürüyor. Bu tip soruşturmalar yapıldığı zaman 'Türkiye'de siyasal katılım yolları kapatılıyor'. Peki dünyanın neresinde 'PKK terör örgütü değildir' demek suç değildir. Demokrasi, hukuk devleti diyor, ondan sonra tutuyor teröre destek veriyor. PKK terör örgütü değildir cümlesini birisi kullandığı andan itibaren demokratik ve hukuk alanının dışına çıkmıştır. 

 

Independent Türkçe

DAHA FAZLA HABER OKU