Bilim insanları virüslerle beslenen canlıları buldu

Virüsler, denizlerde yaşayan iki tek hücreli canlı grubunun "beslenme düzeni için iyi bir gıda takviyesi"

Maine Körfezi'nde yapılan deniz suyu örneklemesi (Ramunas Stepanauskas)

Atmosferden en derin okyanuslara Dünya’nın her yerinde çok sayıda virüs bulunuyor. Bollukları ve besince zenginlikleri düşünüldüğünde virüslerle beslenen herhangi bir canlının bulunmaması şaşırtıcı olurdu. Ancak bilim insanları yeni araştırmaya kadar güçlü kanıtlara ulaşamamıştı.

Hakemli bilim dergisi Frontiers in Microbiology’de yayımlanan yeni araştırmada choanozoa ve picozoa ismi verilen iki deniz protistinin (Çoğunlukla tek hücrelilerden oluşan canlı grubu) virüsle beslendiğini güçlü kanıtlarla ortaya koydu. Protistler virüs “avlarını” muhtemelen fagositoz ismi verilen mekanizmayla yutarak yakalıyor.

EurekAlert’in aktardığına göre, makalenin yazarlarından ve Bigelow Okyanus Bilimleri Laboratuvarı’ndaki Tek Hücreliler Genomiği Merkezi’nin (SCGC) başındaki Dr. Ramunas Stepanauskas şunları söyledi:

Verilerimiz (bu iki gruptaki) çoğu protist hücrenin bakterilerin değil, bulaşıcı olmayan virüslerin DNA’sını barındırdığını gösteriyor. Bu, bakteriler yerine virüslerle beslendiklerinin güçlü bir kanıtı. Büyük bir sürpriz oldu çünkü bu bulgular virüslerin ve protistlerin denizin yiyecek ağlarındaki rollerine dair mevcut hakim görüşlerle uyuşmuyor.

Araştırma ekibi Atlas Okyanusu’nun kuzeybatısındaki Maine Körfezi’nde ve Katalonya’da deniz yüzeyinden numuneler topladı. Modern tek hücreli genomiği araçlarını kullanan ekip, bin 698 protistin DNA’sını diziledi. SAG ismi verilen tekniğin her bir sonucu, simbiyotik ilişkideki canlıların, sindirilmiş avların, virüsler veya bakterilerin DNA’sını da içeriyor.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Sonuçlar Maine Köfez’indeki protistlerin yüzde 19’unun ve Akdeniz’deki protistlerin yüzde 48’inin bakteri yediğini gösterdi. Ancak virüslere ait genetik veri daha fazlaydı. Maine Körfezi’ndeki protistlerin yüzde 51’inde ve Akdeniz’den alınan protistlerin yüzde 35’inde virüs tespit edildi. Bu virüslerden en yaygını bakterilere bulaşmasıyla bilinen bakteriyofajlardı ve büyük olasılıkla bulaştıkları bakterilerle birlikte protistlerin avı olmuşlardı.

Ancak protist gruplarından yalnızca Maine Körfezi’nde bulunan choanozoa ve picozoa için durum farklı oldu. Kloroplast barındırmadıkları için kendi yiyeceklerini üretmesi mümkün olmayan bu iki grup hakkında bilgiler sınırlı.

Choanozoaların büyüklükleri 3’le 10 mikrometre (Metrenin milyonda biri) arasında değişiyor. Daha küçük olan pizoalarınsa boyutu en fazla 3 mikrometreye kadar çıkabiliyor. 20 yıl önce keşfedilen canlı grubunun beslenme aygıtı bakterilere göre küçük. Bu nedenle nasıl beslendiği belirsizdi. Ancak yeni araştırma bu soruya cevap oldu. Zira bu canlılar küçüklüklerine karşın, 150 nanometreden küçük virüslerin yanında devasa (yüz binlerce kat) kalıyor.

Araştırmada incelenen bu iki gruptaki protistler, diğer protistlerde gözlenenin aksine bakteri DNA’sı taşımıyordu. Araştırmacılar bu nedenle bu iki canlı grubunun her zaman virüs yediği sonucuna vardı.

Makelenin yazarlarından ve Bigelow Okyanus Bilimleri Laboratuvarı’nda araştırmacı olan Dr. Julia Brown, konuyla ilgili şu açıklamalarda bulundu:

Virüsler fosfor ve azot açısından zenginler. Karbonca zengin bir beslenme düzeni için iyi bir gıda takviyesi olma ihtimalleri bulunuyor.


EurekAlert, Frontiers

Independent Türkçe için çeviren: Umut Can Yıldız

DAHA FAZLA HABER OKU