Lost'un yaratıcısı J.J. Abrams'ın yapımcısı olduğu yeni Netflix belgeseli Challenger: Son Uçuş, Amerika'yı sarsan uzay mekiği felaketinin arkasındaki insan hikayelerini ortaya çıkarıyor.
28 Ocak 1986'da Uzay Mekiği Challenger fırlatma için geri sayarken milyonlarca kişi televizyonlarının başına geçmişti.
O gün rokette Christa McAuiffe isimli çok önemli bir yolcu da vardı. 37 yaşındaki McAuiffe, NASA’nın ilgili programına başvuran 11 binden fazla kişi arasından seçilmişti ve uzaya çıkan ilk öğretmen olacaktı.
Ancak uçuşa sadece 73 saniye kala Challenger, bir alev topuna dönüştü ve gemideki 7 kişinin hepsinin ölümüne neden oldu.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Mekikte patlama olduğunda, uzaya çıkmayı uman mürettebatın aniden öldüğü düşünülmüştü. Ancak felaketten yıllar sonra Challenger’dakilerin birkaç saniye daha hayatta kalmış olabileceğini gösteren korkunç kanıtlar ortaya çıktı.
Başlangıçta rokette onu parçalara ayıran büyük bir patlama olmuş gibi görünüyordu. Ancak daha sonra Johnson Uzay Merkezi’nden Dr. Joseph Kerwin’in sunduğu raporda, patlamanın gemidekileri öldürecek kadar güçlü olmadığı ifade edildi.
Dr. Kerwin, Challenger’da bulunanların ölüm nedenini belirleyemediğini söylerken, NASA ise her zaman, 7 mürettebatın patlama anında öldüğünde ısrar etti.
Öte yandan uzay mekiğindeki herkesin acil durumda birkaç dakika oksijen alabileceği kendi hava paketi olduğu belirtiliyor. Daily Mirror’ın haberine göre kanıtlar, bu paketlerden birkaçının etkinleştirildiğini ve her birinin manuel olarak çalıştırıldığını gösteriyor.
Yine de Dr. Kerwin kabin basıncındaki düşüşün gemideki 7 astronotun hespinin bilincinin kapanmasına neden olabileceğini söylüyor. Bu nedenle mürettebat üyeleri hayatta kalsalar da trajik sonlarının farkına varamamış olabilir.
Independent Türkçe, Daily Mirror
