"Tercihe bağlı yüz yüze eğitim, yoksul çocukları için zorunluluğa dönüşür"

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıkladığı 1. sınıflar için ailelerin tercihiyle yüz yüze eğitime geçileceği açıklamasını olumlu bulan eğitimciler olduğu gibi düzenlemenin sadece fakir ailelerin çocuklarını kapsayacağını söyleyen de var

İlkokul 1 ve okul öncesi eğitim de yüz yüze eğitim başlıyor / Fotoğraf: AA

Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen günlerde yaptığı açıklamada, "Hem yüz yüze eğitimi hem de uzaktan eğitimi birlikte gerçekleştireceğimiz bir sistemle devam edeceğiz. Ailelerin tercihine göre, okul öncesi ve ilkokul 1. sınıf öğrencilerimizden başlayarak okullarımızı eğitim - öğretime açıyoruz" dedi.

Erdoğan'dan bir gün sonra Milli Eğitim Bakanlığı'ndan (MEB) yapılan açıklamada da yüz yüze eğitime 21 Eylül'de sadece okul öncesi ve 1. sınıfların başlayacağı belirtildi.

Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, "Velilerimiz isterlerse öğrenciyi yüz yüze eğitime göndermeme konusunda mazeret beyan edebilirler" diyerek "Bu durumda öğrencimiz, uzaktan eğitime devam edecek ve devamsız sayılmayacaktır" ifadelerini kullandı.

Birinci sınıflar için yüz yüze eğitimin velilerin tercihine bırakılmasına eğitimcilerden destek verenler olduğu kadar karşı çıkanlar da var.

Eleştirenler imkanı iyi olup, aradaki boşluğu telefi edebilecek ailelerin çocuklarını okula göndermezken, imkanları olmayan ailelerin çocuklarını yüz yüze eğitim için okula göndereceğini öne sürmekte.

Bu iddiaları sorduğumuz eğitim uzmanlarının görüşleri farklı.
 

salim.jpg
Salim Ünsal / Fotoğraf: Independent Türkçe

 

"Çocukların eğitimi ailelerin isteğine bırakılacak bir süreç değildir"

Eğitim Uzmanı Salim Ünsal, eğitimde isteğe bağlılığın pandemi koşulları altında bile olsa bunun eğitimin ruhuna uygun olmadığını söyledi.

Ünsal, şöyle konuştu:

Çocukların eğitimi ailelerin isteğine göre yürütülecek bir süreç değildir. Çünkü bana bir veli olarak çocuğunu gönderir misin dersen göndermem derim. Pandemiye karşı tedbirlerin alındığı koşullar altında bütün çocukların eşit koşullarda yüz yüze eğitimi alması gerekiyor. Özellikle de birinci sınıfların. 

okullar1.jpg
Yüz yüze eğitim için okullarda seyreltilmiş sınıflar gündemde / Fotoğraf: AA

 

"1'inci sınıflar dışında 8 ve 12. sınıflar için de seyreltilmiş sınıflarda eğitim yapılabilir"

Bu yıl 1 milyon 300 bin çocuğun ilkokul bire başlayacağını belirten Ünsal, şu öneride bulundu:

Öğrencilerin toplamı 17 milyon. İlkokula başlayacak 1 milyon 300 bin çocuk dışında yüzyüze eğitim alması gereken 8 ve 12. sınıflarla birlikte bu sayı 4 milyon civarında. Diğer çocuklara uzaktan eğitim verilerek bu dört milyon öğrenciye okullarda seyreltilmiş, koronavirüse karşı teknik olarak hazır hale getirilmiş sınıflarda yüz yüze eğitim verilebilir. Böylece durumu iyi olan ailelerle olmayanlar arasında bir dengesizliğe yol açılmaz.

özgür.jpg
Özgür Bozdoğan / Fotoğraf: Independent Türkçe

 

"Ekonomisi iyi olan ailelerin çocukları için zorunlu değil, olmayanlar için zorunlu olacaktır"

Eğitim Sen Genel Yükseköğretim ve Eğitim Sorumlusu Özgür Bozdoğan ise ilkokul 1'inci sınıflar dışında geçen yıl birinci sınıfta olup ara verildiği için okuma yazmayı tam sökemeyen ve bu yıl 2. sınıfta olan çocuklar için de yüz yüze eğitimin olması gerektiğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:

Dün yapılan açıklama ile ailelerin isteğine bağlı olarak okul öncesi ve ilkokul 1. sınıfların 21 Eylül tarihinde eğitime başlayacağı açıklandı. Burada temel sorun ailelerin isteğine bırakılmış yüz yüze eğitimdir. Anne babası çalışmak durumunda olan ve bu durumda bakımdan mahrum olan çocuklar için okulda yüz yüze eğitim zorunluluk iken, ailesinin ekonomik koşulları yerinde olan ve okulda alacağı eğitimi evde telafi edebilecek çocuklar için böyle bir zorunluluk olmayacaktır. Bu durumun yoksul çocuklar için ciddi bir risk oluşturma olasılığını ve eşitlik açısından yaşanacak sıkıntılar olacağını göstermektedir. Küçük sınıfların okulda yüz yüze eğitime başlama kararı doğru olmakla beraber bunun tüm öğrenciler için ve gerekli tüm önlemlerin alınarak hayata geçirilmesi gerekmektedir.

mustafaözcan.jpg
Mustafa Özcan / Fotoğraf: Independent Türkçe

 

"Cumhurbaşkanı, ailelerin de sürecin parçası olmasına imkan veriyor"

MEF Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı Prof.Dr. Mustafa Özcan ise kararı olumlu bulanlardan.

Eğitimde fırsat eşitliğinin önemli olduğunu kaydeden Özcan, söyle konuştu:

Ancak olağanüstü bir dönemden geçiyoruz. Cumhurbaşkanı'nın yaklaşımı bana mantıklı geldi. Çocukların sağlığını korumak için bazen devletin aldığı tedbirler yeterli gelmeyebilir. Bu süreçte ailelerin de çocukların eğitimine katkısı önemlidir. Bazı çocukların sağlık durumu uygun olmayabilir. Çocuklarının sağlık durumunu en iyi bilecek olan ailelerdir. Cumhurbaşkanı'nın açıklaması ile burada bir esnekliklik bırakılıyor ve ailelerin de bu sürecin parçası olmasına imkan veriliyor.

 

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

 

"Bu aşamada çocuğun sağlığı daha önemli"

Eleştirilerin de anlamsız olmadığını söyleyen Özcan, "Ancak bu bir dönemlik bir uygulama. Telafi edilebilecek bir şey. Bu aşamada çocuğun sağlığı daha önemli. Bunu da en iyi aileler bilir. Bu konuda aileye de bir tercih hakkı verilmelidir" diyerek sözlerini tamamladı. 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU