Lübnanlı Fransız yazar Amin Maalouf: Amonyum nitratı limanda depolayan yerel mafyadır

Ünlü yazar yolsuzluğun ülkeyi yorduğu ve ülkeyi kanunsuz güçlerin yönettiği görüşünde

Lübnanlı ünlü yazar Amin Maalouf’un Beyrt’a gerçekleşirdiği ziyaretlerden birinde çekilen fotoğrafı.

Beyrut Limanı’nı ve civarındaki bölgeyi yerle bir eden korkunç patlamanın ardından Lübnanlı Fransız yazar Amin Maalouf, aylar süren inzivasından çıkarak sessizliğini bozdu. Bu olayın vicdanında derin bir yara bıraktığını ifade eden yazar, ihmalkâr Lübnan yönetimini ve ticaret uğruna amonyum nitratı depolayan mafyaları suçladı. Maalouf, Fransız Le Point dergisinde yayınlanan söyleşisinde Lübnan halkını yorgun düşüren mezhep merkezli uygulamalara işaret etti.

Son kitaplarından Ölümcül Kimlikler’in ismine dikkat çeken Maalouf, mezhepçiliğe ve onun ile ilişkili olan yolsuzluğun sonucu yaşanan ekonomik darboğazla kendini ve kurumlarını bitiren Lübnan yönetimine vurgu yaptı.

Amin Maalouf, patlamayı ilk öğrendiği andaki duygularını şu cümlelerle aktardı:

"Beyrut’ta tam olarak ne olduğunu anlamam için ekran karşısında tam bir gün boyunca olup biteni izledim. Bu sefer olanlar ana vatanımda yaşanan ve sonu gelmeyen anlaşmazlıklar silsilesinin bir halkası değildi. Belli ki bu bir nükleer patlama da değildi. Ancak sıradan bir patlama da değildi..."

Maalouf, patlamanın boyutu ile ilgili bir de kıyaslama yaptı:

"Söylemek istediğimi daha net anlatmak için şöyle bir kıyaslama yapıyım… Amerika’da 11 Eylül öncesinde, 1995 senesinde Oklahama eyaletinde çok şiddetli bir saldırı gerçekleşmişti. Bu saldırının sebebi yerel olarak işlenen bir patlayıcıydı ve bu patlayıcının içeriği de yine amonyum nitarttı. Ancak Beyrut Limanı’ndaki bomba, söz konusu patlamadan tam bin kat daha şiddetli! Bu rakamları bilmek ekranlarda izlediklerimizi daha net algılamamıza yardımcı olur."

Patlamaya hazır bir devlet

Amin Maalouf konuya dair değerlendirmelerine şöyle devam etti:

"Bu kadar uzun süre boyunca bu depolar bu patlayıcılarla nasıl dolu halde durdu? Bu bir ihmaliydi, yoksa mecazi anlamda, o ana kadar patlamasa da her an patlamaya hazır bir devleti mi işaret ediyordu? Patlamanın tesadüfle gerçekleştiğini düşünsek bile olanlara tesadüf veya talihsizlik diyemeyiz. Bu elbette doğal afet de değildi. Bu olayda kötü şans ve tesadüflere yer yok. Ancak şöyle bir tesadüften bahsedebiliriz; bu yıl değil de geçen yıl veya önceki yıl da olabilirdi ama olmadı. Patlayıcılar bu yıl patladı."

Felaketin sebebinin yolsuzluk, ihmal ve kayırmacılık olduğunu belirten Maalouf "Bu kadar yüklü miktarda patlayıcıyı o limanda tutmak, bu maddeyle uygun zamanda ticaret yapma fırsatı kollayan bir mafyayla açıklanır" ifadelerini kullandı. Amin Maalouf sözlerini şöyle sürdürdü:

"Buna yolsuzluklarla yozlaşan, kârlı kaçakçılık faaliyetleri yürüten belli gurupların hizmetine sunulan devletin kurumları da eklenince olanları tesadüflerle veya kötü şansla açıklamak mümkün değil."

Sedirler ülkesi bu hale nasıl geldi?

Ünlü yazar söyleşide Lübnan’ın bölge için önemine dikkat çekerek "Lübnan çok renkliliğiyle, ekonomisiyle Doğu ve Batı arasındaki kardeşliğin ve özgürlüklerin sembolü olmasıyla rol model bir ülkeydi’’ dedi.

Maalouf, bugün gelinen noktada halkın yarısının yoksulluk sınırı altında ve kuralsızlıklarla çökmüş bir sistemle baş başa kaldığını belirterek bu düşüşü açıklamanın kolay olmayacağını vurguladı. Sözlerinin devamında mezhep merkeziyetçiliğinin ülkeye verdiği zarara işaret etti:

"Bu kötü sona sebebiyet veren bir çok olumsuz etken içinde genelde bölgeyi yıllardır esir alan savaş ve felaketler gösterilir. Ancak ben özellikle bir konuya işaret etmek istiyorum. Lübnan’ı doğduğu günden bu yana onu çevreleyen sorunlarla baş etmesine engel olan yegane soruna tereddütsüz mezhepçilik diyorum. Sorun ülkenin sosyal yapısının çoklu dini ve mezhebi oluşu değil. Bir ülkenin gerçeği sorun olarak algılanmamalıydı. Tam aksine bu özelliğiyle bölgeye örnek bir başarı hikayesi olabilirdi."

Amin Maalouf sözlerinin sonunda ulusal birliğin gerekliliğine vurgu yaptı:

"Bana göre sorun, mezhep aidiyetini aşıp birlik anlayışıyla oluşturulan ulusal programın doğru işlenerek takip edilmemesinde yatıyor. Bununla beraber vatandaşlar dini ve siyasi liderlerinin rehineleri, liderler de onları yöneten ve koruyan daha büyük güçlerin rehinesi konumuna geldi. Asıl sorun bu."

 

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

Independent Türkçe için çeviren: Şarku'l Avsat

https://www.independentarabia.com/node/143856

DAHA FAZLA HABER OKU