9 yıldır aydınlatılamadı: Fettah Tamince’nin otelinde staj yaparken hayatını kaybeden Burak Oğraş nasıl öldü?

Geçen yıl olayı gündeme getiren Independent Türkçe, Burak Oğraş'ın ölümüyle ilgili dosyayı yeniden açıyor

2019 yılının Temmuz ayında Independent Türkçe'yi evinde ağırlayan Halime - Murat Oğraş çifti, çocuklarının ölümüyle ilgili ayrıntıları anlattı / Fotoğraf: Independent Türkçe

Turizmci ve iş insanı Fettah Tamince'ye ait Antalya'daki Rixos Lares Hotel'de staj yapan 16 yaşındaki Burak Oğraş, 2011 yılının eylül ayında otelin tahsis ettiği pansiyonda hayatını kaybetti. 16 yaşındaki çocuğun cansız bedeni, pansiyonun önünde yer alan ve içinde su olmayan havuzda bulundu.

Burak Oğraş'ın babası Murat Oğraş'ın 9 yıldır süren adalet mücadelesi, sonuç vermiş değil. Aradan geçen 9 yılın sonunda, dosyaya bakan savcı Haki Çeliker, Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü Kanun Yararına Bozma Bürosu'na yazı göndererek, 2015 yılında verilen mahkeme kararının kanun yararına bozulmasını istedi. Ancak talep, bakanlık tarafından reddedildi.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Geçen yıl olayı gündeme getiren Independent Türkçe, Burak Oğraş'ın ölümüyle ilgili dosyayı yeniden açıyor.

Olayın yaşandığı süreç, cinayet soruşturmasında adı geçen polislerin FETÖ ilişkisi, dönemin Antalya İl Emniyet Müdürü'nün olaydan 1 yıl sonra Rixos'te üst düzey bir pozisyonda yönetici olarak işe başlaması gibi ayrıntılar, etkin soruşturmanın yapılmaması... Dosyanın ilk ayağında Burak'ın ölümünden bu güne kadar yaşanan gelişmeleri sıraladık...

Şüpheliler babanın çabasıyla tespit edildi

9 Eylül 2011 yılında yaşanan olayla ilgili sır perdesi bir türlü aralanamadı. Baba Murat Oğraş'ın iddiasına göre, oğlu dövüldü ve 2 buçuk katlı pansiyonun çatısından atıldı. Yine baba Oğraş'ın iddiasına göre, etkin soruşturma yapılmadı ve otel sahibinin kimliğinin de etkisiyle olay örtbas edilmeye çalışıldı. Olayla ilgili 2011 yılında savcı Ümit Yaşar Özdemir tarafından başlatılan ancak gelişme kaydedilemeyen soruşturmaya ilişkin, 2014 yılında babanın çabasıyla 6 şüpheli tespit edildi. Ümit Yaşar Özdemir'in emekli olmasının ardından dosyayı savcı Haki Çeliker devraldı.

Cesedi binadan 5,5 metre ileride bulundu

Olay yeri inceleme raporunda, Burak'ın çatıdan düştüğü ve kesin ölüm sebebinin intihar mı yoksa atılma mı olduğu konusunun netleştirilmesi için otopsi yapılması gerektiği belirtildi.

Olay yeri inceleme raporuna göre, binanın yüksekliğinin 11 metre, havuzun genişliğinin 6.5 metre, boyunun 10 metre, derinliğinin 1,5 metre, havuzla bina arasındaki mesafenin ise 395 santimetre olarak ölçüldüğü belirtildi. Havuzun kenarındaki plastik ızgaranın kırık olduğu ve Burak'ın cesedinin içinde su olmayan havuzun 1,5 metre kadar içinde bulunduğu ifade edildi. Yani Burak, binadan yaklaşık 5 buçuk metre ileri düşmüştü.

Otopsi raporu: Ölüm nedeni yüksekten düşmeye bağlı

Olaydan yaklaşık 4 buçuk ay sonra  hazırlanan otopsi raporuna göre ise, kanında, idrarında, iç organ parçalarında ve mide içeriğinde herhangi bir alkol ya da uyuşturucu örneğine rastlanmadığı, iki elinin tırnakları ve anal sürüntü örneklerinde başkasına ait DNA profili elde edilmediği ve ölüm nedeninin yüksekten düşmeye bağlı vücut travması, kafatası ve etraf kemikleri kırığı ile birlikte iç organ yaralanması olduğu belirtildi.

Ulusal Kriminal Büro: Burak intihar etmemiş, başkası tarafından bir şekilde aşağı düşürülmüştür

Olayla ilgili Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı'nın görevlendirdiği Ulusal Kriminal Büro ise, ifadelerdeki çelişkilerden, olay günü yaşananlardan yola çıkarak, Burak'ın önce dövüldüğünü, sonra çatıdan atıldığını savundu. Ulusal Kriminal Büro'nun raporunda, "Burak ya tammüden veya taksir sonucu düşmeden darbelenmiş, ölmüştür. Burak intihar etmemiş, başkası tarafından bir şekilde aşağı düşürülmüştür. Famili Pansiyon adlı lojmanda kalanlardan bazı kimselerin bu olayla ilgili birinci dereceden mutlaka alakaları ya da bilgileri olmadır" denildi.

Burak'ın öldürüldüğü kanaatinde olan Ulusal Kriminal Büro ayrıca, Burak'ın bulunduğu yükseklikten yere düşmesi sırasında, binayla cesedinin bulunduğu yer arasındaki 5.5 metrelik mesafenin mantığa ters olduğu tespitini de yapıyor.

Dönemin Emniyet Müdürü olaydan bir yıl sonra Rixos yöneticisi oldu

Burak'ın babası Murat Oğraş, Independent Türkçe'ye verdiği bilgide, olayın yaşandığı zaman Antalya İl Emniyet Müdürü olan Ali Yılmaz'ın, olaydan yaklaşık 1 yıl sonra emekli olarak Rixos Otelleri'nde yönetim kurulu üyesi olarak görev aldığını hatırlatıyor. Oğraş, olayla ilgili Yılmaz'a ulaşmaya çalışmasını engelleyen ismin ise dönemin Asayiş Şube Müdürü Nurullah Güler olduğunu ifade ediyor.

Görüşmeyi engelleyen Şube Müdürü FETÖ'den ihraç ve tutuklu

Dönemin Antalya İl Emniyet Müdürü Ali Yılmaz, bu yıl 23 Nisan'da FETÖ'den gözaltına alınmış, savcılık tarafından serbest bırakılmıştı.

Nurullah Güler, 15 Temmuz 2016'daki darbe girişiminden sonra ilan edilen OHAL kapsamındaki KHK'larla ihraç edilmiş ve silahlı terör örgütüne üye olma suçlamasıyla tutuklandı.

Olayı araştıran komisere sürgün

Olayın yaşandığı tarihte Antalya İl Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şubesi'ne bağlı Cinayet Bürosu'nda görev yapan ve Burak'ın ölümünü araştıran komiser T.D.'nin apar topar tayini çıkarıldı. T.D. olaydan 20 gün sonra Antalya'dan Van'a gönderdildi.

Baba Oğraş: Savcı bana "Polise yazılı ve sözlü olarak verdiğim talimatların hiçbirini yaptıramıyorum" dedi

Murat Oğraş, 15 Temmuz 2016'daki darbe girişiminden sonra, o dönem faaliyette olan Başbakanlık İletişim Merkezi'ne (BİMER) yaptığı başvuruda, soruşturmayı yürüten polislerin bir kısmının FETÖ'den tutuklu olduğunu, bir kısmının da meslekten ihraç edildiğini söyledi. Ayrıca, dosyaya bakan Haki Çeliker adlı savcının kendisine "Polise yazılı ve sözlü olarak verdiğim talimatların hiçbirini yaptıramıyorum" dediğini de BİMER'e yaptığı başvuruda dile getirdi.

Babanın iddiasını savcının emniyete yazdığı yazı doğruladı

Baba Oğraş'ın soruşturmayı yürüten savcının kendisine söylediğini iddia ettiği sözlerini doğrulayan ise, savcı Haki Çelikler'in, 24 Haziran 2013 ve 29 Eylül 2013'te Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği'ne yazdığı yazılar oldu. Savcı Çeliker, 24 Haziran 2013'te Cinayet Büro'ya, defalarca sözlü talimat verdiğini ve talimat uyarınca araştırmanın titizlikle yürütülmesi gerektiği belirterek, kendisine hızlı bir şekilde rapor sunulması ve bilgi verilmesini istedi.

Savcının talimatı yine yerine getirilmedi

Çeliker, talimatı yine yerine getirilmeyince, 29 Eylül 2013 tarihinde yazdığı tekit (üsteleme) yazısında, Cinayet Büro'ya ne tip işlemler yapıldığını sordu ve hem cevap hem de brifing verilmesini istedi.

6 kişiye gözaltı kararı

Ardından yaşanan gelişmede, Haki Çelikler baba Murat Oğraş'ın çabasıyla tespit edilen 6 kişinin ifadesinin alınması için 2014 yılının başında gözaltı talimatı verdi.

Olay tarihinde 43 yaşında olan ve çocuklarla aynı pansiyonda kalan Fedayi P., Burak'la aynı yaştaki Ferdi S., Doğan B., Mert Ö. ve Erdem Y. ile olay tarihinde 25 yaşında olan Cihan A.'nın ifadesi alındı. İddiaya göre, ifadelerde çelişkiler olmasına rağmen, gözaltına alınan 6 kişi serbest bırakıldı.

Savcılık yıllar sonra harekete geçti

Burak Oğraş'ın babası Murat Oğraş, konuyla ilgili 30 Ocak'ta Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi (CİMER)'e başvuru yaptı ve oğlunun ölümünün aydınlatılmasını istedi. CİMER başvurusu üzerine, babaya gönderilen cevapta, savcılığın 25 Kasım 2019'da Adalet Bakanlığı'na kanun yararına bozma konusunda yazı gönderdiği belirtildi.

İfadesi alınan 6 kişinin serbest bırakılmasının ardından Antalya 3. Sulh Ceza Hakimliği 2015 yılında takipsizlik kararı vererek dosyayı kapatmıştı. Burak'ın ailesinin avukatı, takipsizlik kararına itiraz ederek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü Kanun Yararına Bozma Bürosu'na müracaat etti. Soruşturmayı yürüten savcı Haki Çeliker de, 25 Kasım 2019'da Kanun Yararına Bozma Bürosu'na gönderdiği yazıda, yeterli şüphenin varlığına dikkat çekerek, mahkemenin verdiği kararın kanun yararına bozulması gerektiğini belirten bir yazı gönderdi.

Bakanlıktan ret

30 Mart 2020'de Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü Kanun Yararına Bozma Bürosu, başvuruyla ilgili kararını verdi ve başvuruyu reddetti. Ret kararında, şu ifadeler yer aldı:

Dosya kapsamında, dayandığı gerekçeye ve mahkemenin takdirine nazaran Antalya 1. Sulh Ceza Hakimliği'nin 04/02/2015 tarihli ve 2014/2344 değişik iş sayılı kararı ile Antalya 3. Sulh Ceza Hakimliğinin 26/06/2015 tarihli ve 2015/2889 değişik iş sayılı kararı aleyhine kanun yararına bozma yoluna gidilmemiştir.

 

 

Yarın: Dönemin Antalya İl Emniyet Müdürü olan ve sonrasında Rixos'ta yöneticiliğe getirilen Ali Yılmaz ilk kez konuştu

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU