Türkiye'de seçimler Erdoğan'ın gücünün artık zayıfladığını gösterdi ve İstanbul'da yeni bir siyasi yıldız doğdu

Erdoğan’ın iktidar partisi AKP’den çok daha az fon almasına rağmen, Ekrem İmamoğlu şok bir zaferle İstanbul belediye başkanlığını kazanmış görünüyor

Ekrem İmamoğlu, seçim akşamı sakin duruşunu korumasıyla beğeni kazandı / Fotoğraf: Reuters

İstanbul Belediye Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu'nun, seçim kampanyasında Recep Tayyip Erdoğan’ın Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AKP) şüpheci destekçileriyle nasıl bağ kurduğunu anlamak için Türkçe bilmeniz gerekmiyor.

İmamoğlu İstanbul'da bir pazarda çekilen videoda, dindar bir AKP destekçisiyle konuşuyor. Seçmen, Türkiye’nin 20. yüzyıldaki laik yöneticilerinin suistimallerine gönderme yaparak muhalefetteki Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) camileri yıkarken AKP’nin demiryolları inşa ettiğini söylüyor.

İmamoğlu gülerek, “Dede, ben o olaylar olduğunda henüz doğmamıştım bile” diyor ve yaşlı adama sarılıyor.

Yaşlı adam sonunda “CHP'ye oy vermem” diyor “Ama sana oy veririm” diye ekliyor.
 


Pazartesi sabahı İmamoğlu, İstanbul belediye başkanlığının çekişmeli yarışını kazanmış görünüyordu ve Türkiye'nin bütün siyasi çevrelerini ve hatta kendi taraftarlarını çok şaşırttı. Tartışmalar devam etse de İmamoğlu'nun açık zaferi, Erdoğan'ın güçlü ve iyi finanse edilen siyasal aygıtı karşısında muhalefetin kazandığı zaferlerin en büyüğü.

CHP parti meclisi üyesi Yüksel Taşkın, “Maddi bakımından karşılaştığımız tüm bu dezavantajlara rağmen, haklı bir davamız olduğunu düşünüyorum” dedi. “Vurguladığımız noktalar halk tarafından iyi anlaşıldı. Bazen verilen mesaj paradan daha önemlidir.”

Türkiye hükümetinin otoriter yönelimine rağmen, belediye seçimleri Türkiye demokrasisinin bazı yönlerinin sağlam olduğunu gösterdi. Seçmenlerin yüzde 84'ü oy kullandı. TRT yorumcusu Yusuf Erim, “İnsanlar oylarının gücüne inandıklarını gösterdi” diyor. “Demokrasiye inanıyorlar.”

Sonuçlar henüz gayri resmi, Yüksek Seçim Kurulu tarafından itirazların değerlendirilmesi ve sonucun onaylanması bekleniyor. Muhalefetin başarısı dikkat çekici olsa da abartılmamalı.

CHP şimdi Türkiye'nin en büyük 3 şehrini kontrol ediyor. AKP veya ortağı Milliyetçi Hareket Partisi’nin (MHP) kontrolündeki en az 7 belediyeyi de kazandı. Kürt kimliğine dayanan solcu Halkların Demokratik Partisi (HDP) de Türkiye'nin doğusunda başarı kazandı ve MHP de, ülkenin hırpalanmış ekonomisinin doğurduğu memnuniyetsizlikten yararlanarak AKP'nin mıntıkasına girmeyi başardı.

CHP, 5 yıl önceki seçimde, birçok kişi tarafından fırsatçı bir siyasetçi olduğu kabul edilen AKP'li rakibine karşı az farkla kaybeden ve iyi tanınan yerel bir politikacıyı sahaya sürerek başkent Ankara’yı da kazandı. Sayın İmamoğlu, İstanbul'da toplam 8,3 milyon oy üzerinden sadece 28 bin oy farkıyla önde.

AKP, ülke genelinde toplam oyların yüzde 45'ini, CHP ise yüzde 30'unu aldı. Erim, "17 yıldır iktidarda olan bir parti için bu esaslı bir sonuç” diyor.

Bu, geçen sene liranın yüzde 30 değer kaybettiği mali krizden sonraki ilk seçimdi. Enflasyon, Türk halkının kazancını ve birikimini yedi bitirdi. Sayın Erdoğan'ın ekonomik başarısızlıkları ve çoğu kişinin eleştirdiği siyasi söylemi bu seçim yenilgisinin muhtemel sebepleri.

Brown Üniversitesi Watson Enstitüsü’nden uzman Selim Sazak, “Bu sonuçlar Erdoğan’ın kampanyadan adaylara, ekonomiye, retoriğine kadar bütün yanlışlarıyla ilgili" diyor. “Bu seçim, günün sonunda, kanalizasyon işlerine kimin bakacağının seçimi. Bu Suriye’yle ilgili değil. Bu Filistin’le ilgili değil.”

Türkiye'de 4 yıldan uzun süre boyunca planlanmış bir genel ya da yerel seçim bulunmuyor, 10 yıldan uzun süredir durmaksızın devam eden kampanyalardan yorulan halk için ve istikrar arayan iş dünyası için bu bir rahatlama olacaktır.

Erim, “Hükümet ve siyasi partiler, siyasetten ziyade dış politika, ekonomik politika ve güvenlik konularına odaklanabilir” diyor.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Taşkın, bu seçimlerin hükümete bir mesaj vereceğini ve Erdoğan'ın sürekli gergin politik retoriği ve muhalifler üzerinde kurduğu baskı da dahil olmak üzere siyaset biçimini değiştirmeye ikna etmesini umduğunu söyledi.

Taşkın, “Bizi bastırmak için hükümet güçlerini kullanmaya çalışırlarsa, İstanbul halkı onları cezalandıracaktır” diyor. “Yazarlara, muhaliflere ve gazetecilere baskı yapmaya devam ederlerse, muhalefet güçlenmeye devam edecektir. Değişmek zorundalar.”

Pazartesi günü, böyle bir değişikliğin belirtisi yoktu. Devlet televizyonu ve hükümet yanlısı kanallar muhalefet adaylarının basın toplantılarını ve açıklamalarını çoğunlukla görmezden gelirken AKP liderlerinin açıklamalarına odaklandı.

İmamoğlu, AKP'nin dengi olabilir. İlk başta, meclis başkanlığı, ulaştırma bakanlığı, başbakanlık yapmış ve Erdoğan'a yakınlığıyla bilinen AKP'nin güçlü adayı Binali Yıldırım'la yarışamayacak kadar yumuşak ve memur zihniyetli görünüyordu. Seçim öncesi anketler de birkaç puan geride olduğunu gösteriyordu.

Ancak kampanya sırasında ve AKP'nin zafer iddialarına rağmen pazar gecesi sakin duruşunu koruyarak azmini ispatladı.

Taşkın, “Asla kutuplaşma tuzağına düşmedi” diyor. “Kazanabilmesi için AKP oyları, Kürt oyları ve diğer muhalif güçlerin oylarını alması gerekiyordu.”

Pazartesi günü, Twitter biyografisini sessizce değiştirerek “İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı” yaptı ve basın toplantısında işe başlama vaktinin geldiğini söyledi.

Sazak, “Bu yumuşak huylu, ılımlı adayın asla kazanamayacağını düşünüyordum” diyor ve ekliyor "Bunu nasıl yaptı? Adam kazandı. Harika bir kampanya yürüttü.”

 

 *Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.  

https://www.independent.co.uk/voices

Independent Türkçe için çeviren: İsmail Aydın

Bu makale kaynağından aslına sadık kalınarak çevrilmiştir. İfade edilen görüşler Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU