Kurtuluş Savaşı’nın ortak aidiyeti: Millet

Zeki Sarıhan Independent Türkçe için yazdı

Fotoğraf: Atatürk Araştırma Merkezi Başkanlığı (ATAM) Arşivi / AA

Kurtuluş Savaşı’nın Türk milliyetçiliğine dayandığı gibi sonradan oluşmuş yaygın bir kanı vardır. Bu kanı doğru değildir.

1921 Teşkilatı Esasiye Kanunu'nda bir kez olsun Türk sözcüğünün geçmemesi bunun kanıtıdır.

Kitleleri yurt savunmasında coşturmak için yazılan ve bu işlevini yerine getiren İstiklal Marşı’nda da Türk sözcüğünün geçmemesi anlamlıdır.

Savaş yıllarının ortasında Yeni Türkiye’nin eğitim programını çizmek için 15 Temmuz 1921’de toplanan Maarif Kongresi’nde Mustafa Kemal Paşa’nın yaptığı ünlü açış konuşmasında da bir kez olsun Türk sözcüğü geçmemektedir.
 

-.jpg
Maarif (Eğitim) Kongresi (16-21 Temmuz 1921)


Türkiye’nin nüfus çoğunluğunu Türkler oluşturduğu, 1908 İkinci Meşrutiyeti'nden sonra Türkçülük akımı aydınları önemli ölçüde kendine çektiği, hatta TBMM’de bir hayli Türkçü mebus bulunduğu, ilk iki Maarif Vekili olan Rıza Nur ve Hamdullah Suphi Beylerin Türkçülükle tanınmış olmalarına rağmen, Kurtuluş Savaşı önderlerinin Türk, Türkçülük, milliyetçilik gibi kavramları kullanmaktan kaçınmalarının iki nedeni vardır.

Bunlardan biri, Kurtuluş Savaşı yıllarında sınırları henüz kesinleşmemiş olan Türkiye’nin bir imparatorluk bakiyesi olmasıdır.

Kazanılmak istenen sınırlar içinde Hıristiyan azınlıkları sayamasak bile (Zira onlar Millet Meclisi seçimlerine sokulmamıştır) Türkler, Kürtler, Araplar, Çerkesler ve Lazlar gibi çeşitli “unsur”ların bulunmasıdır.

Türkçülük siyasetinin güdülmesi, bu unsurları bir arada tutamazdı. 

İkinci neden, İttihat ve Terakki’nin İslam birliği gibi Türkçülük siyasetinin de iflas etmiş olmasıdır.

Anadolu’da yeniden bir Türkçülük veya Türk milliyetçiliği siyasetini savunmak, hem içeride hem dışarıda olumsuz etkiler yapabilirdi. 

Kurtuluş Mücadelesi'nin önderlerinin sözlüğünde tam bağımsızlığı, millî birliği ifade eden kavramlar eksik değildir.

Bunu, yukarıda andığımız 1921 Anayasası, İstiklal Marşı ve Mustafa Kemal Paşa’nın Maarif Kongresi'ndeki konuşmasında görüyoruz. 
 


Mustafa Kemal Paşa’nın Kurtuluş Savaşı’nda kullandığı aidiyet kavramları

Aşağıda Mutafa Kemal Paşa’nın Kurtuluş Savaşı yıllarındaki demeç ve konuşmalarında konumuzla ilgili hangi kavramları kullandığı konusunda bir araştırmamı sunuyorum.

Kurtuluş Savaşı’nın askerî ve siyasi önderinin yazı ve konuşmalarındaki kavramları irdelemek, Kurtuluş Savaşı döneminin kavramsal şifrelerini çözmek için anlamlıdır. 

Yöntem 

Bu kavramları saptamak için onun Kurtuluş Savaşı yıllarındaki bütün yazı ve konuşmalarında geçen sözcükleri tarayarak bunların ne kadar tekrar ettiği, bunun yıllar içindeki seyrini ve birbirine oranlarını bulmak gerekir.

Fakat ona ait bütün metinleri sözcük sözcük saymak çok zor ve zaman alıcıdır. Bunun yerine az çok anlamlı olacak bir yöntem izlenmiştir. 

Atatürk’ün ölümüne kadar yazıya geçmiş bütün sözleri ile yazılarını toplayan bir kaynak vardır: Atatürk’ün Bütün Eserleri.

Bu külliyatın her cildinin sonunda birer dizin bulunuyor. Dizin, sözcüğün hangi sayfalarda geçtiğini göstermektedir. 

Kurtuluş Savaşı Dönemi’ni Mondros Ateşkes Anlaşması’nın imzalandığı 30 Ekim 1918’de başlatıyoruz.

Bitiş tarihi olarak da Batı Trakya’nın tesliminin hemen hemen tamamlandığı ve Lozan Konferansı’nın açıldığı 20 Kasım 1922’yi esas alıyoruz.  

Atatürk’ün Bütün Eserleri’nin 2. cildinin 173 sayfası ile 3-13. ciltleri ve 14. cildinin 149 sayfası bu dönemi kapsamaktadır.

Ciltlerin “Dizin”lere ayrılmış kısımlar dışında toplamı 4 bin 735 sayfa tutmaktadır. Bu hesaba göre ciltler ortalama 401’er sayfalıktır. 

Kavramlar:

Kurtuluş Savaşı yıllarında ideolojik, politik ve aidiyet ifade eden kavramların başlıcaları millet, millî, memleket, halk, Türkiye, Anadolu, vatan, Türk, İslam, Osmanlı, halkçılık, milliyetçilik, komünizm-Bolşevizm, Kürt, kavramlarıdır. 

Bu sözcükler dizinlerde yalın halde ve tamladığı sözcüklerle birlikte gösterilmiştir.

Örneğin “millî”nin yanında “millî bağımsızlık”; “vatan”ın yanında “vatanın menfaatleri” gibi kavramlar ayrı ayrı gösterilmiştir.

Bu araştırmada bunların her biri sözcüğün yalın haline katılarak sayılmıştır. 

Araştırmanın sonuçlarını tablo üzerinde gösterirken, yukarıda sözü edilen kavramların geçtiği sayfa sayısı ve bunun her 100 sayfaya oranı verilmiştir. 

Bulgular

Buna göre ele alınan ciltlerde yani Mustafa Kemal Paşa’nın 30 Ekim 1918-20 Kasım 1922 tarihleri arasındaki yazı ve konuşmalarını içeren 4 bin 735 sayfa içinde geçen bazı kavramlar ve bunların her yüz sayfada yer alma sayısı aşağıdadır.
 

  Kavramlar 4,735 sayfanın Kaçında geçtiği Her 100 sayfada geçme oranı
1. Millet  2,571                 54
2. Millî        1,947 41
3. Memleket 869 18
4. Vatan 712  
5. Türkiye 707 15
6. Anadolu 503 10
7. Türk 454 10
8. İslam 443 9
9. Halk 364 8
10. Osmanlı 402 8
11. Komünizm, Bolşevizm 369 6


Günümüz tartışmaları açısından anlamlı olabilir düşüncesiyle ciltlerdeki Kürt ve Kürdistan sözcükleri de sayılmıştır.

Kürt” sözcüğü 87 kez (Yüzde 2), “Kürdistan” ise 28 kez (Yüzde 0.5) geçmektedir. 

Kurtuluş Savaşı çeşitli evrelerden geçmiştir, dolayısıyla savaşın her döneminde bazı kavramların öne çıkması, bir kısmının ise daha az kullanılması doğaldır.

Yukarıda sözünü ettiğimiz kavramların zaman içinde kullanılma sıklıklarında anlamlı bir değişiklik olmuş mudur?

Bunu anlamak için her ciltte kavramın geçtiği sayfayı, o cildin sayfa sayısına bölerek bulmak mümkündür. 

Buna göre:

Millet kavramının kullanımında zaman ilerledikçe belirli bir artış görünmektedir.

30 Ekim 1918’den 21 Haziran 1919’a kadar yüzde 24 olan bu kavram, 1 Ekim 1920 ile 31 Ocak 1921 tarihleri arasını içeren 10. ciltte yüzde 98’e çıkmış, bundan sonraki ciltlerde de yüzde 62’den aşağı düşmemiştir. 

Memleket kavramı ise tarama konumuz olan 2. ciltte hiç yokken ve üçüncü ciltte yüzde 1 oranında yer almışken, bu kavramın kullanılma sıklığı Sivas Kongresi'nin kapandığı ve İstanbul’la kavganın kızıştığı 13 Eylül 1919’dan sonra hızla yükselmekte, ciltlerde yüzde 11 ile 27 arasında seyrederken 14. ciltte yüzde 89’a çıkmaktadır. 

Millî sözcüğünün en sık geçtiği dönem ise Amasya Genelgesi'nin yayımlandığı tarihten başlayarak 3 4, 5 ve 6'ncı ciltlerin kapsadığı 21 Haziran 1919 ile 1 Mart 1920 tarihleri arasıdır.

İkinci ciltte yüzde 24 olan bu kavram, üçüncü ciltte yüzde 39’a çıkmakta; 4, 5 ve 6. ciltlerde 95, 75, 57 oranında yer almaktadır.

Daha sonraki ciltlerde yüzde 7 ile yüzde 37 arasında değişmektedir. 

Türk sözcüğü yüzde 5’ten başlayarak ciltler ilerledikçe belirli bir artış göstermekte, en çok 1922 Ekim ve Kasım aylarını içeren 14. ciltte yüzde 26’ya kadar çıkmaktadır.

Bu sayılar, Büyük Zaferden sonra Türk vurgusunun arttığını göstermektedir. 

Aynı durum Türkiye sözcüğü için de daha belirgin olarak görülmektedir. Bu kavram da 2. ciltte yüzde 3’ten başlamakta ve 14. ciltte yüzde 59’a ulaşmaktadır. 

İslam kavramı bütün bu süre içinde 5’le 13 arasında değişmektedir. Anadolu kavramının değişiminde de anlamlı bir dalgalanma görünmemektedir. 

Yüzde 16 geçme sıklığı olan vatan kavramının 1921 sonbaharına kadar geçme oranı daha yüksektir.

En yüksek orana yüzde 27 ile 1919 Eylül ve Ekim aylarında yükselmiştir. 

Osmanlı kavramının kullanma sıklığı, zaman içinde azalmıştır. En yüksek orana yüzde 17 ile 1920 yılının ilk iki ayında çıkmış, daha sonraki yıllar yüzde 2’ye kadar düşmüştür.

Bu durum da Millî Mücadele önderinin Osmanlılık kavramını iyice geriye ittiği ve bunun yerini Büyük Zaferden sonra Türk kavramının aldığını gösteriyor. 

Komünist, komünizm ve Bolşevik sözcükleri, 1919 yılına kadarki süreyi kapsayan ilk 4 ciltte yüzde 0 ile 4 arasında değişirken, Anadolu’nun yüzünü Doğu’ya çevirdiği Mart-Nisan 1920 tarihlerini içeren 6. ciltte yüzde 8’e kadar çıkmakta, 1921 Ocak sonuna kadar 7.5-9 arasında seyretmekte, bu tarihten sonra hızla düşerek 0’la 4 arasında değişmektedir. 

Halkçılık kavramı ise 8 Temmuz 1920 tarihten sonraki konuşma ve yazılarda yer almaktadır ancak bunların oranı dört ciltte yüzde 1, 14. ciltte ise yüzde 2’de kalmaktadır. 

Sonuç

Kurtuluş Savaşı’nın siyasi ve askerî önderi Mustafa Kemal Paşa’nın, savaş dönemi boyunca kullandığı kavramlar arasında en çok millet, millî, memleket, vatan, Türkiye kavramları gelmektedir.

Türk, İslam, Osmanlı gibi çoğu zaman bir milliyeti, topluluğu veya aidiyeti ifade eden sözcükler birbirine yakın oranda kullanılmıştır (yüzde 8 ile 10 arasında.)

Milliyetçilik kavramının yüzde 0,3 gibi çok düşük bir oranda anılması ayrıca anlamlıdır.

Vatanperverlik kavramı ondan yaklaşık üç misli daha fazla kullanılmıştır (yüzde 1).

Bunun nedeni, Kurtuluş Savaşı’nın ülkede yaşayan bütün unsurlara dayanılarak, onların ortak değerlerini öne çıkararak başarıya ulaşacağını kavramış olmaktan başka bir şey değildir. 

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU