Trump’ın oyları artıyor!

Benan Kepsutlu Independent Türkçe için yazdı

Fotoğraf: Robyn Beck/AFP

ABD’de siyahi George Floyd’un beyaz bir polis tarafından öldürülmesi aslında pek çok konuyu tekrar gündeme getirdi.

ABD toplumunda nesilerdir süregelen kutuplaşmalar sadece renkle alakalı değil.

İçinde bulunulan kapitalist sistemden ötürü oluşan ekonomik ayrışmalar, renk ayrımını daha da körüklüyor. 

George Floyd polis tarafından öldürülen ilk siyahi değildi, son da olmayacak.

Her ne kadar Floyd’un küçük kızı daha hiçbir şeyin farkında olmadan gülümseyerek “babam dünyayı değiştirdi” dese de, ABD’de ırkçılığın sonu kolay kolay gelmeyecek.

Kaldı ki bu yaşananları, geçmiş dönem başkanı siyahi olan bir ülkede görüyoruz.

Bugün yaşanan tablo, yirmi yıl öncesine çok benzer. 

Aslında Hollywood yapımlarında verilen mesaj tam tersi.

Mesela Netflix’in popüler dizilerinden biri Black List’te CIA’in bünyesindeki özel timin başı bir siyahi. O ünlü Homeland dizisinde de benzer durum söz konusuydu.

Bunlara benzer onlarca yapımda siyahiler üst posizyonlarda konumlandırılıp, “ayrımcılık karşıtı” mesajlar veriliyor, ama nafile.

İşte bu yüzden siyahilere, Çinlilere, Meksikalılara polis muamelesi ifşa edilsin diye, ABD polisinin göğsünde kamera sistemi uygulaması kapıda. 

Çözüm mü? Sanmıyorum.

Çünkü zaten yargılama sisteminde de açıklar var.

Polislerin sorgulanması yerel savcılar tarafından yapılıyor.

Yani o bölgedeki polisin yan yana, diz dize çalıştığı savcının ta kendisi tarafından.

Sistem böyle olunca da çoğu zaman konu mahkemeye çıkartılmadan kapatılıyor. 

Tabi Floyd olayındaki gibi başkaları tarafından çekilen görüntüler açığa çıkmadığı sürece.


ABD’de sokaklara beyaz siyah protestocuların taşması, kapitalist sistemde kutuplaşan yoksun halkın da tepkisi aslında.

fazla oku

Daha önce de burada yazmıştım.

Yaşanan olayın sokağa bu denli yansımanın nedeni, yağmalamaların sebebi, yoksunluk hissiyatı.

Çünkü pandemi, gelir farkının etkisini ABD’de daha belirgin hale getirdi.

ABD sokaklarında görülen, aslında eşitsizliğin yarattığı tahribat.

Her anlamda “eşitsizlik”ten bahsediyorum.

Tunus’ta Buazizi isimli genç ekonomik dar boğazdan ve eşitsizlikten ötürü kendini yakmış ve Arap Baharı’nın fitilini ateşlemişti. 

Tunus, Mısır, Libya derken tüm coğrafyada yoksunluk duygusu, tepksini hızlıca göstermişti.

Libya’da mesela zenginlerin mahallelerine girerek çalma çırpma olmamıştı, zenginlerin arabaları yakılmıştı. 

“Sende var, neden bende yok” duygusu belirgin hale gelmişti. 

Georg Floyd’un öldürülmesi de renkten ötürü yaşanan eşitsizliği görünür kılarak, pandeminin daha da hissettirdiği ekonomik eşitsizlik duygusunu dışarı vurdu. 

Aslına bakarsanız ABD Başkanı Trump 2019 yılının sonuna kadar ülke ekonomisini iyi götürüyordu. 

Ama Amerika bunu bir dönem değil, her daim istiyor.

Şu anda ülkede 5 Amerikalı’dan biri işsizlik başvurusu yapıyor. 

ABD’de meydanlar işte böyle yangın yeriyken, ekonomi kötüye giderken, ırkçılık söylemleri yükselirken, salgınla başa çıkılamazken, seçime giden bir ülkenin şu anki başkanının akıbeti için siz ne düşünürsünüz?

Çoğu görüş Trump’ın seçimleri kaybedeceği yönünde.

Ben ise yaşanan her şeye rağmen tam aksini düşünüyorum.

Kasım’daki Amerikan Başkanlığı seçimleri için Cumhuriyetçilerin adayı Donald Trump iken, Demokratlarınki de Joe Biden.

Peki, seçime giden ve rakibi her açıdan sıkışan bir partinin başkan adayı, Joe Biden şimdi nerede?

Elindeki kozları neden rakibine karşı kullanmıyor?

Bu sürede Biden’ın evinden yaptığı sadece birkaç yazılı açıklamaya ve bir iki röportaja denk gelindi.

Tuhaf değil mi?

Hele ki en “saldırgan” olması gereken şu dönemde…

Yani Biden seçimi şimdiden kaybetmiş gibi.

Tam da bunu destekler nitelikte bir raporun tweet olarak atıldığı dikkatimi çekti.

Amerika’da uzun yıllardır yaşayan, Teams of America’nın kurucularından ve aynı zamanda gazeteci olan bu süreci özellikle sosyal medya hesaplarından yorumlayan Jimmy Cüneyt Gürkan paylaşmıştı raporu.

Merkezi Washington olan Morning Consult araştırma ve medya şirketi, koronavirüsün politikacılar üzerindeki oy oranını ne kadar etkilediğini raporlamıştı.

Yaşananlar sonucuna, önceki seçimlerde aldığı oy oranının çok daha altında düşmesi gereken Trump’ın oyları, hazırlanan rapora göre yüzde 1 artmış görünüyor.

Aslına bakarsanız ABD’deki seçimleri daha çok konuşacağız; ancak Amerika’nın her yeri deyim yerindeyse kaynarken elde edilen bu ve buna benzer sonuçlar Trump’ın akıbetini şimdiden hissettiriyor.

Halktaki yoksunluk hissi bir yere kadar, siyaset agresifliği seviyor. 

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU