Yaş tahsisinin emekliliğe etkisi var mı? Askerlik ve doğum borçlanması vergi avantajı sağlar mı?

İş ve Sosyal Güvenlik Uzmanı Özgür Kaya, emeklilikte yaş tahsisi ile vergi avantajı hakkında merak edilenleri Independent Türkçe için cevapladı

Fotoğraf: AA

Sosyal güvenlik hukukunda bazı haklardan yararlanma ya da yararlanamama belirli yaş koşuluna bağlıdır. 

Özellikle emeklilik için prim, sigortalılık süresi gibi şartların yanında yaş şartı da aranmakta olup, diğer koşullar yerine getirilse de yaş koşulu yerine getirilmemesi durumunda kişinin emekli olması mümkün olmamaktadır.

Ülkemizde çeşitli sebeplerle (nüfusa geç kayıt, memur hatası, kayıtların yangın vb. sebeplerle zarar görmesi gibi) nüfus kayıtlarındaki yaş, kişilerin gerçek yaşını yansıtmayabilmektedir.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

İşte bu gibi durumların mahkeme kararıyla ya da nüfus müdürlüğünce düzeltilmesi durumunda tespit edilen yaşın sosyal güvenlik hukuku açısından kullanılmasında özellik gösteren çeşitli durumlar söz konusu olabilmektedir.

5510 sayılı Kanun'un1 “Yaş” başlıklı 57’nci maddesinin 2'nci fıkrasında şöyle denilmiştir: 

Malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına ilişkin yaş ile ilgili hükümlerin uygulanmasında, sigortalıların ve hak sahibi çocuklarının, mülga 2 Haziran 1949 tarihli ve 5417 sayılı Kanun ve mülga 4 Şubat 1957 tarihli ve 6900 sayılı Kanun ile 17 Temmuz 1964 tarihli ve 506 sayılı, 2 Eylül 1971 tarihli ve 1479 sayılı, 17 Ekim 1983 tarihli ve 2925 sayılı, bu Kanunla mülga 17 Ekim 1983 tarihli ve 2926 sayılı ve 8 Haziran 1949 tarihli ve 5434 sayılı kanunlara, 17 Temmuz 1964 tarihli ve 506 sayılı Kanunun geçici 20’nci maddesine tâbi sandıklara veya bu Kanuna göre ilk defa malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tâbi olduğu tarihte, nüfus kütüğünde kayıtlı bulunan doğum tarihleri, sigortalının bu Kanuna göre ilk defa çalışmaya başladığı tarihten sonra doğan çocuklarının ise nüfus kütüğüne ilk olarak yazılan doğum tarihleri esas alınır.

İş kazası, meslek hastalığı, malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarından gelir ve aylık tahsisleri ile sermaye değerinin hesabında, iş kazasının olduğu veya meslek hastalığının hekim raporuyla ilk defa tespit edildiği veya sigortalıların bu Kanuna ve bu Kanunla yürürlükten kaldırılmış kanunlara tâbi olarak ilk defa çalışmaya başladığı tarihten sonraki yaş düzeltmeleri dikkate alınmaz. 


Emeklilik için yaş düzeltmenin (büyütmenin) faydası var mıdır?

Bir sigortalının emekli olabilmesi için işe giriş tarihine göre belirlenen yaş, sigortalılık süresi, prim gün sayısı şartlarını sağlaması gerekmektedir.

4/a yani SSK sigortalılarının emekli olabilecekleri yaş, ilk sigortalılık tarihine göre hesaplanmaktadır.

Bağ-Kur sigortalıları içinse yaş şartı 1 Haziran 2002 tarihinde kadınların 20 yılı (7200 gün) ve erkeklerin 25 yılı (9 bin gün) doldurmasına kalan süreye göre belirlenmektedir.

1999 yılında emeklilikte kademeli yaş şartının getirilmesiyle birlikte emeklilik için başvurulan yollardan birisi de mahkeme kararıyla yaşını büyütmek oldu.

5510 sayılı Kanunun 57'nci maddesine göre;

Malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına ilişkin yaş ile ilgili hükümlerin uygulanmasında, sigortalıların ve hak sahibi çocuklarının ilk defa malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tâbi olduğu tarihte, nüfus kütüğünde kayıtlı bulunan doğum tarihleri, sigortalının bu Kanuna göre ilk defa çalışmaya başladığı tarihten sonra doğan çocuklarının ise nüfus kütüğüne ilk olarak yazılan doğum tarihleri esas alınmaktadır.

Nüfus kayıtlarında doğum ay ve günleri yazılı olmayanlar 1 Temmuz’da, doğum ayı yazılı olup da günü yazılı olmayanlar o ayın birinde doğmuş sayılır.

SGK’nın 2011/58 sayılı genelgesine göre; ilk defa malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tabi oldukları tarihte, nüfus kütüğünde kayıtlı bulunan doğum tarihlerinin esas alınacağı düzenlenmiştir.

Hem sosyal güvenlik reformu öncesinde ve hem de sosyal güvenlik reformu sonrasında yer alan mevzuata göre, ilk defa sigortalı olarak çalışmaya başlanan tarihte nüfus kaydındaki doğum tarihi emeklilik açısından geçerli olacaktır.

Sigortalı olarak ilk defa çalışmaya başladıktan sonra mahkeme kararı ile yapılan yaş düzeltmeleri emeklilik işlemlerinde geçerli kabul edilmemektedir.

Sonuç olarak sigortalı olunan tarihten önce yapılan yaş büyütmeleri emeklilik açısından kabul edilmektedir.

Sigortalı işe giriş tarihinden sonra yapılmış olan yaş düzeltme kararları SGK'dan emeklilik için dikkate alınmamaktadır.


Askerlik ve doğum borçlanması yapanlara vergi avantajı var mı?

Bir işyerinde çalışan ücretlilerin Sosyal Güvenlik Kurumu’na yapacakları askerlik, doğum ve yurt dışı borçlanması gibi hizmet borçlanmalarıyla sigorta gün sayıları artırmaları mümkündür.

Askerlik borçlanması, 5510 sayılı Kanuna göre sigortalı sayılanların, er veya erbaş olarak silahaltında veya yedek subay okulunda geçen sürelerinin, kendilerinin veya hak sahiplerinin yazılı talepte bulunmaları ve talep tarihinde prime esas günlük kazanç alt ve üst sınırları arasında olmak üzere, kendilerince belirlenecek günlük kazancın yüzde 32'si üzerinden hesaplanacak primlerini borcun tebliği tarihinden itibaren bir ay içinde ödemeleri şartı ile borçlandırılarak, borçlandırılan sürelerinin sigortalılıklarına sayılacağı hükmüne yer verilmiştir.

Yine aynı şekilde sigortalılık sonrası doğum yapan ve doğum sonrasında çalışılmayan iki yıla kadar olan süreler için 3 doğumla sınırlı olmak üzere doğum borçlanması hakkı vardır.

Sigortalılar, prime esas günlük kazanç alt ve üst sınırları arasında olmak üzere, kendilerince belirlenecek günlük kazancın yüzde 32'si üzerinden hesaplanacak primlerini borcun tebliği tarihinden itibaren bir ay içinde ödemeleri şartı ile borçlanabilmektedir.

Askerlik ve doğum borçlanmasıyla çalışanlara, bu sürelerde ödenmemiş bulunan sigorta primlerini borçlanma yapmak suretiyle ödeme ve dolayısıyla emekliliğe esas alınacak prim gün sayılarını arttırma hakkı tanınmaktadır.

Askerlik ve doğum borçlanması yapan çalışanlar, askerlik süresince ödenmeyen sigorta primlerini borçlanma yoluyla ödedikten sonra çalıştıkları işyerlerine başvurmak suretiyle ödedikleri borçlanmaya ilişkin primlerin gelir vergisinden indirilmesini talep edebilirler.

Ücretin gerçek ve safi tutarlarının tespitinde gelir vergisi gibi kişisel vergiler ve ücret dolayısıyla ödenen damga vergisi gibi ücretle ilgili vergiler, ücretin gayrisafi tutarından indirilemez.

Gayri safi ücret tutarından indirilebilecek olan hususlar şöyledir:

  • Kanunla kurulan emekli sandıkları ile 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu'nun geçici 20'nci maddesinde belirtilen sandıklara ödenen aidat ve primler (GVK 63/2),
  • OYAK ve benzeri kamu kurumlarınca yapılan yasal kesintiler,
  • Sosyal güvenlik destekleme primi,
  • İşsizlik sigortası primi,
  • Hayat/şahıs sigorta primleri,
  • Sendikalara ödenen aidatlar (işçi ve memur sendikaları),
  • Engellilik indirimi (GVK 31).

SGK ve 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun geçici 20’nci maddesinde belirtilen banka sandıklarına ödenen askerlik ve doğum borçlanması primlerinin gayri safi ücret tutarından indirilmesi mümkündür.

Buna göre; SGK ve banka sandıklarına ödenen askerlik ve doğum borçlanması primlerinin, kesildiği aya ait gelir vergisi matrahının tespitinde gider olarak nazara alınması, sigorta primleri toptan ödenmişse, ödenen tutara ulaşılıncaya kadar bu miktarın ücretlerin, vergiye tâbi tutarından indirilmektedir.

 

Sorularınız için: [email protected]

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU