Rusya neden yeni anayasa hazırlıyor?

Prof. Dr. Nadir Devlet Independent Türkçe için yazdı

Fotoğraf: Reuters

Rusya Federasyonu Devlet Başkanı (Prezident) Vladimir Putin 15 Ocak’ta yaptığı “halka hitap” konuşmasında şu ifadeleri kullandı:

Hükümetin içinde bazı oligarşik gurupların yaratığı güç odaklarını yok etmeyi becerdik ve devletin birliğini sağladık. Rusya’yı tekrar uluslararası politikada görüşleri reddedilemeyen bir ülkeye dönüştürdük… Ben artık ülkemizin hukuki çerçevesinde Rusya anayasasının üstünlüğünü garantileyen bazı değişiklikler yapmanın zamanı geldi diye inanıyorum.


Peki, devlet birliğini kurmuş ise, neden yeni bir anayasaya ihtiyaç doğdu?

Bu hitaptan sonra Başbakan Medvedev, Putin’e kabinesinin istifasını sundu. Bu, Rusya tarihinde pek olağan bir durum değil.

1990’dan beri birlikte olan Putin’in gölgesi Medvedev’e ne vadedildi de o anında hükümetin istifasını verdi?

İkisi Rusya politikasında tandemi gerçekleştirmiş, yani birbirinin yerine geçerek iktidarı ellerinde tutmuş insanlardı.

Putin, Medvedev’in Ulusal Güvenlik Konseyi'nde başkan yardımcısı olacağını söyledi. Bu konsey güçlü bir danışma kurulu olup, Federal Güvenlik Teşkilatı (FSB), Dış İstihbarat Teşkilatı, Ulusal Muhafız Birliği başkanları, Savunma ve Dış İşleri bakamlarından oluşuyor.  

Neredeyse Sovyetler Birliği döneminin Politbüro’su (Sovyetler Birliği Komünist Partisi Siyasi Bürosu) gibi işlevi var. Şimdiki başkanı FSB’nin önceki başkanı Patruşev.

Tahminlere göre Putin, 2024’te Devlet Başkanlığı süresi dolduktan sonra tekrar seçime gitmeyecek ve bu Konseyin Başkanı olacak.

Böylece hem Devlet Başkanını hem de Devlet Duma’sı ile Federal Meclisi kontrol edecek. Bir nevi Kazakistan’ın ilk Devlet Başkanı Nazarbayev gibi bir pozisyona erişecek.

2024'ten sonra da yeniden tanımlanacak Devlet Konseyi'ni fiilen "Politbüro" haline gelip ülke yönetiminde asıl söz sahibi organ olacağı vurgulanıyor. 

Putin, kendi hükümetini devirdiği darbeden sonra anayasada değişiklikler yapmak için bir komisyon kurdurdu. 

Putin’in halka hitabından sonra, 23 Ocak’ta Devlet Duma’sı Anayasa değişikliği çalışmalarını başlatmayı anında onayladı.Yeni anayasa ile Rusya Federasyonu'nun sisteminde hayli değişiklikler olacağa benziyor.

Putin ülkeyi federasyon olmaktan çıkarıp üniter sisteme geçirmek istiyor. "Zaten görece demokrasi ile idare edilen bir ülkede sistem değişikliğinin yapılmasının kime zararı var ki" gibi bir soru doğabilir. 

Yabancı muhatapları yine karşılarında Vladimir Putin’i bulmayacaklar mı?

Aslında kazın ayağı hiç de öyle değil. Bilhassa Rusya Federasyonu'ndaki değişik Türki halklar, Müslüman halklar ve diğer azınlıklar birçok haklarını kaybedecek.

Tanınmış hukuk doktoru Yelena Lukyanova, Novaya Gazeta’ya verdiği mülakatta bahsettiği gibi, federasyona baskı 2000 yılının başlarında Putin’in özerk cumhuriyet ve idari bölgeleri yedi üst makama bağlaması ile başlamıştı.

Buna göre, 'Bu federasyonun transformasyonu olmuştu' demişti. Bu ve benzer değişikliklerle (özerk) cumhuriyet gibi bağımlı birimlerin yönetim güçleri azalmış oldu. Merkeze bağımlıkları arttı.

Tanınmış siyasi yorumcu Dimitriy Oreşkin ise “Federasyon statüsü belki muhafaza edilecek, ancak onun verdiği hakları kullanmak mümkün olmayacaktır” dedi.

Devamla, şöyle bildirmişti:

Ben Rusya’daki ana muhalefet figürü Mihail Hodorovski’nin (Rus Oligarkı. 2003’te hapse mahkûm edildi) ilk tezi, yani ‘Putin yerel yönetimleri yok ediyor’ fikrine katılıyorum. Anayasa mahkemesi son beş yılda yerel yönetimlerin hiçbir talebini desteklemedi.


2 milyon 700 bin kilometrekare yüzölçümü ile dünyanın en büyük ülkesi olan Rusya Federasyonu’nun nüfusu ancak 146 küsur milyon ve bunun yüzde 20’si Rus olmayan halklardan oluşuyor.  

Gerçi yurt dışında, bilhassa eski Sovyet Cumhuriyetlerinde, başta Ukrayna ile Kazakistan gibi ülkelerde 15-20 milyon Rusça konuşan halk yaşıyor.  

Bunun dışında Sovyetler Birliği'nin dağılmasından sonra ise başta ABD, Almanya, İsrail ve Kanada olmak üzere bir hayli Avrupa ülkesine göçenlerin sayısı 5 milyonu aşmış bulunuyor. Gençler Rusya’da kalmak istemiyorlar. 

Putin’in iktidarda olduğu son 20 yılda, istatistiklere göre 1 Ocak 2000’de ülkenin nüfusu 146 milyon 700 bin iken, bu yıl 1 Ocak'ta ise 146 milyon 500, yani 200 bin azalmış.

Bu tabii aldatıcı bir istatistik. Çünkü Kırım’ın ilhakı neticesi toplam nüfusa 2 milyon 300 bin kişi eklendi.

Ayrıca ülkede resmi olarak iki milyona yakın Özbekistan, Tacikistan, Kırgızistan, Azerbaycan, Moldova gibi ülkelerden çalışmak için gelen işçi ve aileleri var.

Bunlara ek olarak kaçak işçilerin de oranı yüksek. Mesela Moskova’da çalışan yabancı işçilerin yüzde 35’i kayıt dışı.

Rus halkı yaşlanmakta, ağır işlerde çalışmak istememekte ve yabancı işçilere ihtiyaç artmaktadır. Putin diğer ülkelerde yaşayan Rusları da kendi ülkesine pek celp edemedi. 

Yabancılar zaten ‘Rusya’da sadece Ruslar yaşıyor’ zannederler. Ancak her türlü çabaya rağmen, 146 milyonluk nüfusun 30 yıl sonra 135 milyona düşmesi bekleniyor.

Rusların bu nüfus içindeki oranı da azalacak. Demek ki Rusya’da nüfus azalıyor. Tahminen erkeklerin yüzde 25’i 55 yaşına ulaşmadan alkolizmin yaratığı hastalıklardan ölüyorlar.

Bu ve buna benzer gelişmeler Rusya nüfusunun yaşlanmasına ve nüfusun azalmasına neden oluyor. 

Çare olarak gayrı Rusları da Ruslaştırmak yolu seçildi. Bu konuda hayli başarılı da oldular. Mesela geçen sene cumhuriyetlerde anadilde eğitim mecburiyeti sonlandırıldı.

Netice olarak bu madde yeni anayasada yerini alacaktır. Bu şekliyle herkes Rus addedilecektir.

Putin’in Rusya Federasyonu’nu “Ruslaştırma” çabasının ardında tarihi gerçekler yatıyor.

Çarlık Rusyası komşu ülke ve halklar aleyhine genişlemişti. 70 yıllık komünizm rejiminden sonra Ruslar ilk defa 1991 yılının sonunda toprak kaybettiler.

14 cumhuriyet (Baltık bölgesinde 3, Avrupa bölümünde 2, Kafkasya’da 3 ve Orta Asya’da 5) Sovyetler Birliği'nden ayrıldı. Elde kalan sömürgelerde ise halkın yüzde 20’si Rus değil.

Anayasa çalışma grubu 27 Ocak’taki oturumundan sonra anayasanın ilk maddesini değiştirmek gerektiğini bildirdi.

Buna göre Rusya Federasyonu Anayasası'nda “Federasyon çok uluslu halklardan oluşuyor” ifadesinin "kurucu Rus halkı" tabiri ile değiştirilmesi teklifi yapıldı.

Tataristan’ın başkenti Kazan’da gerçekleştirilen Dünya Tatar Gençleri Forumu'nda “Bu teklif bizleri ikinci sınıf vatandaş haline getirecek. Yani Tatarlar bu devleti kuran unsur olmayacak mı? Saha’lar (Yakut) uzak sınırlarda bu devleti kurmaya katkı sağlamadılar mı?” gibi sorular soruldu.

Devlet Şurası Başkanı (Meclis Başkanı) Ferit Muhametşin, Putin’e, "Tataristan’da insanlar endişeleniyor, atalarının dillerini öğrenmenin daha da zorlaşacağına inanıyorlar" dedi.

Rus Ortodoks kilisesi ise anayasaya “Bog (yani Rusça Tanrı)” sözünü eklemeyi teklif etti.

Tabii ki Müslümanlar ve diğer din mensupları hem “Rus halkı” hem de “Tanrı” sözünün anayasaya alınması başka ulus ve dinlerin yok sayılmasına neden olacak diye protestolarını bildirdiler.

Başka bir siyaset yorumcusu Andrey Patılitsin, şöyle bildirdi:

Devlet Başkanı Vladimir Putin’in sözlerine ve kamunun görüşüne göre yerel yönetimlerin hakları daha fazla kısılacak. Anayasa değişikliği de bunu anlatıyor. Anlaşılan merkez dikey hakimiyetini daha da sertleştirecek. Bu değişikliklerin uluslararası hukuk normlarına ne kadar uyup uymadığını gelecekte göreceğiz.


Putin, Gürcistan’ın iki özerk cumhuriyetini ve Kırım’ı ilhak etti. Ukrayna’daki Rusları kışkırtarak iç savaş çıkardı ve Suriye’ye bütün gücü ile yerleşerek bölgeye tehdit oluşturdu.

Bütün bu başarılarına rağmen Rusya’da muhalefet büyümekte. Mihail Hodorovski hapse atılmıştı. Mahkûmiyetinin 9 yılını tamamladıktan sonra, yeni suçlama ile tekrar tutuklandı.

2015 yılında siyasetçi Boris Nemtsov öldürülmüştü. Geçenlerde Rusya’nın hemen her bölgesinde onu anma toplantıları yapıldı.  

Şimdi Gelişim Partisi'nin lideri Aleksey Navalni defalarca tutuklanarak, çeşitli miktarlarda hapis cezası aldı.

Rusya’da gazeteciler de tehlike içinde yaşıyorlar. İktidarı rahatsız edenler ölümle cezalandırılıyor.

Eski gizli servis örgütü FSB üyesi olup, sonra İngiltere’ye kaçan Aleksandr Litvinenko 2006 yılında, eski bir Sovyet metodu ile zehirlenerek öldürüldü.

Aynı şekilde, aynı yılda Çeçen savaşını tenkit eden Anna Politkovskaya da evinde ölü bulundu.

En son olarak 2019’da Putin ve çevresini yolsuzlukla suçlayan yazılar yazan genç Maksim Borodin evinden düşerek öldü.

2 Aralık 2019’da çıkarılan “İstihbarat Teknolojilere ve Bilişimin Korunması Federal Kanun”, yabancı ajans ve habercilerin, onlarla çalışan Rus vatandaşlarının “yabancı ajan” olmakla suçlamasına imkan vermektedir.  

O derece ki, yabancı ülkelerde eserleri yayımlanan bilim adamları da bu kategoriye sokularak mahkûm edilebilecekler. İşte Rusya Federasyonu’nda özgürlük ve basının durumu.

Anlaşılan Putin yeni anayasa ile iktidarını daha da karşı koyulamaz hale getirmek istemektedir. Halka söz hakkı verilmesi düşünülmemektedir.

20 yıllık iktidar onu yeterince tatmin etmemiş olmalı. Son seçimde hayli düşük oy aldı. Demek bu da onu rahatsız etti. 

Neden bu kadar büyük güce ihtiyaç var?

Çevresine korku salmak için mi?  

Eski Sovyetler Birliğini canlandırmak için mi?

Bir şekilde Çin Halk Cumhuriyeti’ni yanına alıp ABD’yi sarsmak için mi?

Kim bilir… 

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.  

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU