Türk futbol mahallesinin çıkmaz sokağı: Teknik direktörler

Okan Can Independent Türkçe için yazdı

Kolaj: Independent Türkçe

Bill Shankly, Brian Clough, Rinus Michels, Helenio Herrera, Johan Cruyff, Alex Ferguson, Marcelo Bielsa, Pep Guardiola, Jurgen Klopp ve daha nice teknik adamlar futbol tarihinin yazarları arasında yer alıyorlar.

Dünya futboluna yön vermiş, futbola değer katmış bu teknik adamlar, kimi total futbol ile kimi Catenaccio kimi de Gegenpres ile ve en önemlisi de birbirlerinden etkilenerek futbol sahnesinde milyonlarca kişiye gösterilerini sundular.

Futbol ile birlikte, hayat felsefeleri ve dünya görüşlerini de futbol ile anlattılar. Dünya futbolunda sayısız futbol adamına ilham kaynağı oldular.

Türkiye'de ise teknik direktörler ilhama pek ihtiyaç duymuyorlar. Bununla beraber Türk teknik direktörler, yeni jenerasyona katkı sunmadıkları gibi yetiştirdikleri futbol adamları da olmuyor.

Avrupa'nın en çok teknik direktör değiştiren ligi Süper Lig. Türk futbol sisteminde sürekli antrenör değişikliği olması, aslında sistemsizliğin de bir göstergesi oluyor.

Aynı isimler, her yıl farklı takımları dolaşarak sistemsizliğin bu şekilde çalışmasını sağlarken, alttan gelecek genç teknik direktörlere alan bırakmıyorlar.


Avrupa’nın en çok teknik direktör değişikliği Türkiye’de

Türkiye'de teknik adamların başarısızlığı kulüp yönetimlerinin başarısızlığından başlarken, bu durum Türk futbolunda rahatsızlık yaratmıyor.
 

Avrupa'da teknik direktör değişimleri  (2019-2020)
İngiltere Premier Lig 9
İspanya La Liga 7
Almanya Bundesliga 9
Fransa Lig 1 6
Türkiye Süper Lig  18


Sezon başlarında Türk teknik direktör sayısının ligde fazla olması başarı gibi görünüyor.

Sezon başında 18 takımın 17’si Türk teknik direktörlere emanet edilirken, bir önceki 2018 yılında ise takımların 16’sını Türk teknik direktörler çalıştırıyordu.

2018-2019 yılında 18 takımlı ligde toplam 37 teknik adam görev yaptı.

2019-2020 yılında ise 24 hafta sonunda 13 kulüpte 32 teknik direktörün görev aldı ve 18 teknik adam değişikliği yaşandı.

Başarısız teknik adamların sistemde yine de kendilerine yer bulması, Türk futbolunun borçlarının artmasına sebep oluyor.

Her antrenörün kendi ekibi ile işe başlaması ve transfer yapması ile oluşan maliyetler başarısızlık sonucunda kulüplere yük olarak kalıyor.


Aynı isimler farklı takımlar 

Türkiye’de 14 yabancılı sistemde kaç tane teknik adamın İngilizce bildiği soru işareti.

Türkiye’de teknik adamlar altyapılarda çalışmadan, bir eğitime tabi olmadan futbolculuk CV’si ile kariyerine başlayabiliyor.

Bununla beraber bir kulüpte başarısız olmuş bir teknik direktörün ayrıldıktan sonra ara vermeden başka bir kulübe imza atması da teknik adamların kendilerinde hata aramadıklarını gösteriyor.

Ya sahada teknik adam ya da ekranda yorumcu olarak kariyerlerine devam edebiliyorlar.

Bülent Uygun'un küme düşme hattındaki Kayserispor'dan Denizlispor'a, Bülent Korkmaz'ın Antalya kariyerinden hemen sonra Konyaspor'a, Kemal Özdeş'in Kasımpaşa'dan Malatyaspor'a gitmeleri Türkiye'de sportif başarısızlığın bir hükmü olmadığını gösteriyor.

Yine sezon başında Kayserispor’u çalıştıran ve küme düşme potasına getiren Hikmet Karaman, şimdi Malatyaspor’un başına geçti.

Her koşulda ne olursa olsun kulüp çalıştırmaya odaklanan teknik adamlar, yönetimlerin sabırsız olduklarından şikayetçi olsalar da defalarca gelen fırsatlara rağmen, Türk futbolunun gelişimine bir katkı sunamıyorlar.

Türkiye’de her teknik direktör değişikliği kulüplere zaman ve bir maliyet dışında, genç oyuncuların, genç teknik adamların gelişimine de engel oluyor.


Türk futbolunun yeni bir teknik direktör modeline ihtiyacı var

Türkiye’de artık futbolun, kurumsal yönetim ve sürdürülebilir finansal yapıya kavuşması için sportif aklın da devreye girmesi gerekiyor.

Altyapılarda genç futbolcu yatırımları kadar genç teknik direktörlere de yatırım yapılması gerekiyor.

Yabancı dil eğitimi, yurtdışında yabancı liglerde staj imkanı ile birlikte dünya futboluna adapte olacak bir modelin federasyon tarafından uygulamaya alınması gerekiyor.

Bunun yanında bir teknik direktörün yılda sadece bir defa takım çalıştırması bile tartışılabilir.

Sadece sportif olarak değil, pedagojik açıdan da bir genç futbolcuyu yetiştirmek, hayata hazırlamak aynı anda okul eğitimi almasına teşvik etmek bir teknik adamın özelliklerinden olması gerekiyor.

Futbolun artık yeni antrenman teknikleri, beslenme modelleri ve yeni bir iletişim şekli var.

Türkiye’nin yerli teknik direktör sayısının artmasına değil, değer yaratan teknik direktörler ihtiyacı var.

Avrupa futboluna yabancı kalan, sürekli kulüp değiştiren yerli teknik direktörler, Türk futbol mahallesinin çıkmaz sokağı olarak gözüküyorlar.

 

 

* Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.  

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU