Elysee Sarayı'nda üçlü satranç: Şi Cinping ne yapmak istiyor?

Umut Berhan Şen Independent Türkçe için yazdı

Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, 5 yıllık uzun bir aranın sonunda Avrupa turuna çıkmaya niyetlenmişti.  

Bu bağlamda geçen gün ilk olarak Fransa'ya geldi ve ayağının tozuyla Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ile görüşmeler yaptı.

Başkent Paris'teki Elysee Sarayı'ndaki bu kritik görüşme özel bir önem taşıyor. Zira, görüşmenin ana başlıklarını Rusya-Ukrayna savaşı, AB ile istikrarlı ve güçlü bir global ticaret ve insan hakları konuları oluşturdu.

Görüşme sonrasında Cinping, "İsrail ve Hamas arasındaki çatışmanın çözümü için daha geniş tabanlı, yetkili ve etkili bir uluslararası barış konferansını desteklemek üzere AB ile birlikte çalışmaya hazır olduklarını" ifade etti.

Ayrıca Ukrayna-Rusya savaşı ile alakalı olarak da Pekin'in barış görüşmelerini kolaylaştırmak için "gayret" sarf ettiklerini vurguladı.

Tabi, Şi Cinping'in, Macron'a hitaben "Ukrayna krizini ne biz yarattık ne de taraf olduk" ifadesini kullanması da jeostratejik önemi son derece yüksek olan bu kritik görüşmede etkili bir satranç hamlesi oldu.

Buna karşın, Macron'un "AB ve Çin ilişkilerinin her zamankinden daha fazla öneme sahip olduğunu" vurgulaması ve "Tüm aktörler için eşit bir oyun alanı sağlamalıyız" ifadesini kullanması da Fransa'nın dengeli ve rasyonel tutumunu net olarak ortaya koymuş oldu.
 

afp.jpg
Çin Devlet Başkanı Şi Cinping (solda) Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron (ortada) ve Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen / Fotoğraf: AFP

 

Şi Cinping'in görüşme sonrasındaki açıklamaları bence son derece makul, samimi ve bir o kadar da realist.

Üstüne üstlük, görüşme sonrasında AB Komisyonu Başkanı Von Leyen'in "Şi Cinping ile açık ve dürüst bir görüşme gerçekleştirdik" demesi de bunu doğrular nitelikte.

Ancak elbette ki, Çin ekonomisinin üretim fazlasının absorbe edilememesi de Avrupa geneli için de Fransa için de ciddi bir sorun.

Dolayısıyla Von Leyen'in "Ticari savunma enstrümanlarımızın tamamını Çin konusunda kullanmaya hazırız" şeklinde bir cümle kurmasını da anlayışla karşılamak gerekiyor.

Eğer Şi Cinping, Çin -Avrupa ilişkilerinde yeni bir sayfa açmak istiyorsa hem anlayışlı bir tavır takınmak hem de uzlaşmacı bir zemin hazırlayabilmek için kolları sıvamak durumunda.

Açıkça görülüyor ki, 3 isim de oldukça kritik ve biraz da diplomatça mesajlar verdi.

Esasen Paris'te, Pekin'de ve hatta Brüksel'de gayet doğal olarak, hem jeopolitik hem jeoekonomik menfaatlerini korumak istiyor.

Bu bağlamda artık gerilimin yerini uzlaşma kültürü, karşılıklı yapılan sert ithamların yerini empati ve işbirliği kültürü almak durumunda.

Globalizmin tüm katmanları ile artık hâkim olduğu bir dünyada zaten başka türlüsü de pek mümkün görünmüyor.

Çok fazla, enseyi karartmamak da lazım. Çünkü, bütün savaşlar, düşük veya yüksek yoğunluklu çatışmalar, gerilimler nihayetinde bir şekilde sona erer.

Hiç kuşkusuz, günümüzde özelikle de büyük devletler için artık temel öncelik, global ticaretin sorunsuz bir şekilde aksamadan devam edebilmesidir.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU