CHP Sözcüsü Yücel: Özgür Özel'in ziyareti ülkemiz demokrasisinde bir kilometre taşı

Deniz Yücel, parti genel merkezinde Genel Başkan Özgür Özel'in başkanlığında gerçekleştirilen Merkez Yönetim Kurulu (MYK) toplantısına ilişkin açıklama yaptı

Fotoğraf: AA

CHP Sözcüsü Deniz Yücel, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın CHP Genel Başkanı Özgür Özel'i kabulüne ilişkin, "Genel Başkanımızın yaptığı bu ziyaret, hiç şüphesiz ülkemiz demokrasisinde önemli bir kilometre taşıdır. Diyalog kurulmayan, karşıt fikirlerin medeni bir şekilde konuşulup, tartışılmadığı siyaset anlayışı, hiçbir zaman olumlu bir sonuç vermemiştir." dedi.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Yücel şunları söyledi:

Genel Başkanımızın yaptığı bu ziyaret, hiç şüphesiz ülkemiz demokrasisinde önemli bir kilometre taşıdır. Diyalog kurulmayan, karşıt fikirlerin medeni bir şekilde konuşulup tartışılmadığı siyaset anlayışı hiçbir zaman olumlu bir sonuç vermemiştir. Bu diyalogsuzluğun ağır sonuçlarını ve bedellerini de her zaman halkımız ve ülkemiz ödemiştir. İşte çok uzun yıllar sonra, siyasetteki diyalog zeminini oluşturan, bu olumlu zeminde de halkın gerçek gündemini ve sorunlarını dile getiren Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel olmuştur. Kamplaştıran, kutuplaştıran, zehirli bir dil kullanarak ötekileştiren, rakibine ağır eleştiriler yöneltmekten başka hiçbir şey yapmayan siyaset kurumu, sorunlara çözüm üretme noktasında halka hiçbir fayda sağlamaz. Elbette eleştiri de olacaktır ağır eleştiri de olacaktır. Ancak toplumun sorunlarının çözülmesi noktasında iletişim, diyalog, istişare ve müzakere de demokrasinin olmazsa olmazlarındandır. Bu konuda Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel kendi adına, partimiz adına ve muhalefet adına üzerine düşen adımı atmıştır. Hatırlayacaksınız, biz CHP olarak, 31 Mart Yerel Seçimleri sürecinde de halkın gündemi olmayan ve suni gündemler yaratacak hiçbir sanal tartışmanın içinde olmadık. ‘partimizde yaşanan değişim süreci, zaman içinde daha iyi anlaşılacak ve bu değişim Türkiye'ye iyi gelecek’ demiştik.

Milli eğitim politikası

Milli Eğitim Bakanlığının yeni müfredat taslağını eleştiren Yücel, "'Türkiye Yüzyılı Maarif bilmem nesi' adıyla yapılmaya çalışılan müfredat değişikliğiyle Türk milli eğitim sistemi, bilimin ışığında laik, çağdaş eğitimden hızla uzaklaştırılıyor." ifadesini kullandı.

Yücel, bu taslağın sınav sistemiyle bağdaşmadığı görüşünü savunarak, okulun uyguladığı müfredatla sınavda sorulan soruların uyuşmadığını iddia etti.

Deniz Yücel, şöyle devam etti:

Milli Eğitim Bakanlığı o kadar yozlaştı, yobazlaştı ve laçkalaştı ki ilkokul çağındaki bir kız çocuğunun okulda kayıtlı olduğu halde okula gelmeyişini, sadece sınav zamanlarında sakallı, cübbeli adamlarca okula getirilip özel odalarda sınavlara sokulduğu iddia ediliyor. Milli eğitim sistemimizi, küçücük yavrularımızın körpe zihinlerini ve geleceklerini kurban etmeyeceğiz.

Asgari ücrete 3 ayda bir zam talebi

TÜİK'in nisan ayına ilişkin paylaştığı verilerin gerçeği yansıtmadığı görüşünü belirten Yücel, İstanbul Ticaret Odası ile bu rakamların çeliştiğini öne sürdü.

Yücel, mevcut ekonomik gidişatın yarattığı olumsuzluklara rağmen Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının temmuz ayında asgari ücrete zam verilmeyeceğini açıkladığını aktararak, şunları söyledi:

Nisan ayı açlık sınırı 17 bin 725 lira oldu, haberiniz var mı Sayın Vedat Işıkhan? 'Ekonomi bir denge işidir' diye canhıraş savunuyorsunuz, bir tarafta açlık sınırının altındaki asgari ücretli, bir tarafta neredeyse açlık sınırının yarısı kadar aylık alan emekli, bir tarafta da lüks ve şatafat içinde 1 değil 3 değil 5 makam aracı yetmeyince 6'ncıyı alan yöneticiler… Şimdi soruyoruz, bu tabloda 'denge' nerde? 4 ayda açlık sınırının altına düşen asgari ücrete yapılacak zam mı bozuyor dengeyi ya da en düşük emekli maaşının asgari ücret seviyesine çekilmesi mi? Asgari ücretteki erime görmezden gelinemez.

Ekonomide durum böyleyken Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı, hiç utanıp sıkılmadan asgari ücrete temmuzda zam yapılmayacağını açıkladı. Peki kendisine soruyoruz: Nisan ayı açlık sınırı 17 bin 725 lira oldu, haberiniz var mı? ‘Ekonomi bir denge işidir’ diye can hıraş savunuyorsunuz, bir tarafta açlık sınırının altındaki asgari ücretli, bir tarafta neredeyse açlık sınırının yarısı kadar aylık alan emekli, bir tarafta da lüks ve şatafat içinde 1 değil 3 değil 5 makam aracı yetmeyince 6'ncıyı alan yöneticiler… Şimdi soruyoruz: Bu tabloda “denge” nerde? 4 ayda açlık sınırının altına düşen asgari ücrete yapılacak zam mı bozuyor dengeyi? Ya da en düşük emekli maaşının asgari ücret seviyesine çekilmesi mi? Buradan uyarıyoruz: Asgari ücretteki erime görmezden gelinemez. Günden güne düşen alım gücü karşısında asgari ücretli kaderine terk edilemez. Ülkemizdeki ekonomik buhran tablosunda, asgari ücrete sadece bir defa zam yapmak vicdansızlıktır. CHP olarak kanun teklifimizi sunduk. Asgari ücrete 3 ayda bir zam yapılmalı, en düşük emekli maaşı da asgari ücrete endekslenmelidir.

Sinan Ateş iddianamesi

Yücel, Sinan Ateş'in öldürülmesine ilişkin düzenlenen iddianameye dair de şunları söyledi:

CHP, kalleşçe katledildiği günden bugüne Sinan Ateş davasının yakın takipçisi. 1 buçuk yılın sonunda iddianame tamamlandı. İddianameden anlıyoruz ki Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Sinan Ateş'in öldürülmesine ilişkin soruşturmada olayın azmettiricilerine hiç kafa yormamış. Azmettiriciler bir yana, Sinan Ateş'in eşi Ayşe Ateş'in verdiği ifade dahi iddianamede yer almamış. Yanlış duymadınız, katledilen Sinan Ateş'e en yakın isim olan eşi Ayşe Ateş'in olayla ilgili ifadesine başvuruldu fakat ifadesi iddianamede yer almadı. İddianame adeta gerçekleri ortaya çıkarmak için değil, gizlemek için hazırlanmış. Bu suikastın Türk siyasi tarihine kara bir leke olarak geçmesine izin vermeyeceğiz. Siyasi ayağının da olduğunu bildiğimiz bu davada birilerinin kayırılmasını, korunmasını asla kabul etmiyoruz. Bu suikastın kayıtlara sırf faili meçhul olarak geçmesin diye birkaç ismin üstüne yıkılmasına ikna olmuyoruz. Sinan Ateş'in ailesinin acısının bir nebze olsun hafiflemesi adına, ülkede hukuk düzenine olan inancı kaybetmemek adına azmettiricilerinin ortaya çıkarılmasında ısrar ediyoruz. Bugün, Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel, Sinan Ateş'in eşi Ayşe Ateş ile Genel Merkezimizde bir görüşme gerçekleştirdi. Bu görüşmede Sayın Ayşe Ateş, iddianameden ve yargı sürecinden memnun olmadığını, mutsuz olduğunu ve adaletin tecelli etmesi noktasında derin şüphelerinin bulunduğunu Genel Başkanımızla paylaştı. Olayın planlı ve organize bir eylem olması, olayın perde arkasındaki azmettiricilerinin, siyasi ayaklarının yeterince araştırılıp iddianamede sanık sıfatıyla yer almaması gibi eksiklikler ve çarpıklıklar nedeniyle iddianamenin iade edilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bu suikastın tüm yönleriyle ortaya çıkarılıp sorumlularını cezalandırılması için Sayın Ayşe Ateş'e hukuki destek vereceğimizi ifade ettik. Ve Ayşe Ateş görüşmeden çok memnun ayrıldı.

 

AA, Independent Türkçe

DAHA FAZLA HABER OKU