Şirketler kendini işe adamış çalışanlarına daha fazla mı iş yüklüyor?

Canan Duman Independent Türkçe için yazdı

Görsel: Pixabay

Çok fazla sadakat çalışanlara ve işletmelere neden zarar veriyor?

Küresel işgücünün büyük bir kısmı işlerinden kopmuş durumda, özellikle genç çalışanlar, kariyerlerinden önceki nesillere göre daha fazlasını istiyor.

Yeteneği bulmak, işe almak her geçen gün zorlaşıyorken yöneticilerin en iyi personelinin işte kalmasını istemesi şaşırtıcı değil... 

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Çalışan sadakatini inşa etmek zor

Çalışanından yüksek sadakat beklentisi içinde olan bir işletme, aynı şekilde çalışanına karşı yüksek sadakat göstermeli.

Çalışan sadakatini sağlamak ise tek seferlik bir iş değil, sürekli canlı tutulması gereken bir duygu...

Aksi takdirde artan rekabet, sürekli farklılaşan bireysel ihtiyaçlar gibi nedenlerle çalışanı elde tutmak giderek zorlaşıyor.

Ayrıca yetenek ekonomisinde, yetişmiş ve yetenekli bir çalışanın kaybedilmesi ile işletmeler de önemli kayıplar veriyor.

Örneğin, yetenekli bir satış elemanının kaybedilmesi ile müşteriler bile kaybedilebiliyor ve işletmeden ayrılan çalışan, rakip işletmelerde katma değer yaratabiliyor.

Bir çalışanın yetiştikten sonra işten ayrılması kuruma sadece ek maliyet getirmiyor.

Çalışanın şirket kültürünü ve sırlarını öğrenmesi, know-how transferi, müşteri bilgilerine ulaşması, iş yapış modellerini kavraması ve bu bilgileri başka şirketlerle paylaşması da çalıştığı kurumu zora sokuyor.

Üstelik çalışana yapılan eğitim gibi harcamalar da kurumda faydaya dönüşmeden başka bir şirkete gidebiliyor.  

Bu madalyonun bir yüzü… Diğer yüzünde ise sadakatin işe yarayıp yaramadığı var.

İşyerinde sadakati bir erdem olarak düşünme eğilimindeyiz. 


Sadakatin karanlık yüzü 

Sadakat iki uçludur. Fazlası şirkete ve çalışanlara zarar verebiliyor.

Öncelikle her iki taraf için bir enerji kaybı yaratabiliyor. Yani her iki tarafta daha fazlasını yapmaya yönelik hevesi düşürebiliyor.

Taraflar birbirini bırakamayacaklarına dair güven içinde olabiliyor.

Araştırmalar, yöneticilerin ücretsiz veya ek görevler verme söz konusu olduğunda, en sadık çalışanlarını daha az bağlı olanlara tercih etme eğiliminde olduklarını ortaya koyuyor.

Başka bir deyişle, eğer sadık bir çalışansanız homurdanılan işlere takılıp kalma olasılığınız daha yüksek olabiliyor.  

Yine sadık çalışanlar sömürü için seçilebiliyor. Sömürülmeye müsait bir iş yaptıklarında sadık bir çalışan olarak itibarlarını artırabiliyor bu da onların gelecekte terfi için seçilme olasılıklarını yukarı taşıyor. 
 


İşletmeler için bazen en sadık insanlar, en sadık olması istenmeyen insanlar olabiliyor

Sadık ve işine bağlı insanlar terfi ve maaşlarına zam alabiliyorlar. Bu çok daha büyük bir aidiyet duygusu oluşturuyor.

Bazen de maaş artışı istendiğinde yetkilileri neredeyse ayrılmakla tehdit etmek, bu konuda ciddi olduğunu göstermek gerekiyor.

Ayrıca bir organizasyonda çok uzun zaman geçirildiğinde, aidiyet duygusu yüksekse, işler yolunda gitmediğinde bireylere karşı daha affedici olunuyor.

Ve bazı durumlarda gerçekleri, hataları söyleme olasılığı düşüyor. Yani bazen sadakat, kötü davranışları haklı çıkarmak için kullanılıyor.

Bu nedenle işletmeler için bazen en sadık insanlar en sadık olması istenmeyen insanlar olabiliyor. 

İşletmeler elbette en iyi çalışanlarının başka şirketlere geçmesini istemez ancak yeni yöntemleri ve yeni fikirleri göz ardı ederek durgun bir ortam yaratmak da istemez.

Her iki taraf çok fazla sadakatin fayda sağlamak yerine zarar verebileceğini göz ardı etmemeli. İki taraf da bu amaca yönelik motive edici yeni hedefler belirlemeli.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU