Rot-balans dünyası

Hakan Gülseven Independent Türkçe için yazdı

Bu memleket öyle acayip bir yer ki, tam ciddi mevzular konuşacağız, asabımız bozuluyor, hep beraber istemsizce gülmeye başlıyoruz.

Yahu, misal, bu Devlet Bahçeli'nin durumu ne olacak böyle?

Adama eşofmanları giydirmişler, 3 şeritli bir koşu pistinde, fonda Ferdi Tayfur parçası çalmak suretiyle orta şeritten yürütüyorlar.

Bu hareket kimin aklına gelmiştir mesela; şiddetle merak ediyoruz.

Öte taraftan ben de az saplantılı değilim, izliyorum, mana çıkartmaya çalışıyorum, derken, baktım Devlet Bey'in rot-balans ayarı bozuk, ayaklar tabiatıyla sağa çekiyor. Pistin çizgilerine basıyor.

Videoyu orada kesiyorlar, adamı en baştan yeniden yürütmeye başlıyorlar.
 


Fonda çalan Ferdi Tayfur parçasına da epey bir yorum yapıldı.

Sadece nakarat kısmını tekrar edelim burada:

Sana söylediğim sözlere kızma
Sitem ediyorsam ettiren sensin
Senden çektiklerim yetti canıma
Zalimsin diyorsam söyleten sensin.


Şimdi, genel kanaat şöyle:

MHP ile AKP'nin oluşturduğu "şen ortaklar" koalisyonunda sorun var.

Devlet Bey, büyük ortağı Tayyip Bey'in ana muhalefet lideri Özgür Özel ile görüşme yapma planına içerlemiş, MHP bu görüşmeyi iktidar payı üzerinde bir tehdit gibisinden algılamış.

Zira MHP'nin artık AKP açısından vazgeçilmez olma durumu tehlikeye düşebilir...

Öyle diyorlar...

O yüzden, "Senden çektiklerim yetti canıma" diye sesleniyormuş;

"Zalimsin diyorsam, söyleten sensin..."

Seslenişteki şu derinliğe bakın!

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Vallahi Devlet Bey ve MHP Genel Merkezi namına bu türden hareketleri kim akıl ediyor, çok merak ediyorum.

Malumunuz, eski medya danışmanları Metin Özkan, kamera görüntülerine göre Kemerburgaz'daki lüks bir restoranda bir kadının çantasına dalıyor ve çantadan bir şeyler alıyordu.

Kadın çantasında bulunan döviz cinsinden paranın çalındığını belirterek şikayetçi olmuştu.

Metin Özkan ise ülkemizi bölmek isteyen karanlık güçlerin montaj yaparak kendisine komplo kurduğunu önü sürmüş, kadının çantasından para değil puro aldığını savunmuştu.

Tabii hakimler Metin Bey'e elalemin çantasında niye puro aradığını sormadı. Şikayet takipsizlikle sonuçlandı...

Vallahi biz böyle güzel takipsizlikler alamadığımız için şaşırıyoruz. İş bize gelince saçma sapan mevzulardan bam, bam, bam ceza kesiyorlar.

Neyse, o çantaya dalma işlerinden sonra örnek milliyetçi Metin Bey'in itibarında ister istemez bir düşüş gündeme geldi. Televizyonlara çıkamaz oldu.

MHP'ye ve Devlet Bey'e danışmanlık hizmeti vermesi de artık bir sorundu tabii.

Şimdi bu işleri Yıldıray Çiçek isimli bir zatı muhterem yapıyormuş. Devlet Bey'in basın danışmanı oymuş.

Tabii kimsenin günahını almak istemem, Devlet Bey'i pistlere çıkaran o mudur; bilemem.

Lakin MHP'den Tayyip Erdoğan-Özgür Özel görüşmesine açık ya da dolaylı ciddi bir tepkinin yükseldiğini görmemek mümkün değil.

Öyle ki, MHP kadroları topyekun CHP'ye saldırıyor. Özellikle Kürt meselesi üzerinden ipleri germeye çabalıyorlar.

Kendi adıma ben de Devlet Bahçeli'nin Ferdi Tayfur eşliğinde piste çıkarak iktidar ortağına arabesk bir mesaj yollamasının bundan kaynaklandığı kanaatindeyim.

Ama kulvarlar arası o çizgilere basmayacaktı!..

Orta kulvardan giderek son Türk devletinin teminatı olduğunu yedi düvele gösterecekti!

Olmadı, yapamadı...

Şimdi Özgür Özel Saray'a gidip, girişteki çizgilere basmadan kapıdan sek sek zıplayarak giriyormuş mesela!

Süper olmaz mı?

Siyasete yeni bir yorum katmanın zamanı geldi de geçiyor bile...

Üstelik CHP'de bu görüşmeden mucizeler bekleyen epey kimse olduğunu biliyorum.

O yüzden, misal, "Beşli Çete" lafını pek anmaz oldular falan...

Peki ne olur o görüşme?

Vallahi bakın, şimdiden söyleyeyim:

Ben Tayyip Bey'den her türlü manevrayı beklerim.

Özellikle ülkenin iktisadi olarak dibe vurmasının ardından yaşadığı oy kaybını dikkate alırsak, biraz zaman kazanmak için CHP'yle mutabakat sağlamış gibi görünebilir de.

Hatta somut bazı tavizler verebilir.

Çünkü AKP ve Tayyip Bey her yenilgilerinde, zor durumlarında bir süre sessizliğe bürünmüş ve o sessizlikten hiç de hayırlı olmayan planlarla çıkmıştır.

Şimdi de muhalefeti kandıracak, anayasada değişiklik yapıp kendilerine yeni kulvarlar açacak hamleler geliştirebilirler.

Elbette şimdiye kadar iç edilen paraların üzerine bir su içme meselesi baki ama muhalefetin gözünü boyayacak uyduruk demokrasi şovları parayla değil; böyle işlere girebilirler.

Peki böyle bir durumda MHP ne yapar?

Devlet Bey ve MHP Tayyip Erdoğan'a eski günlerde olduğu gibi yeniden hücuma geçer mi?

Devlet Bey, şimdi başım belaya girmesin diye tekrar edemediğim o anti-Tayyip tekerlemelerine kaldığı yerden devam edebilir mi?

Neden olmasın?

Memleket siyaseti bir panayır yerine döndü zaten.

Bir çeşit Hacivat-Karagöz döngüsünü de doğal karşılamalıyız bence.

Ne güzel günlerdi onlar, değil mi? "Tekeden süt sağılmaz!.."

Sonra, "lider"inden feyz alan Alaattin Çakıcı da Tayyip Bey'e yeniden o enteresan mektuplarından yazmaya başlıyormuş falan... Adrenaline bak!

Malumunuz, Çakıcı, zamanında Tayyip Bey'e hakaret dolu mektuplar yolluyor, hatta bunlardan hapis cezaları alıyordu.

Sonra Devlet Bahçeli iktidarın küçük ortağı oldu, Çakıcı'ya özel af çıkardı, beraberce Tayyip Bey güzellemelerine başladılar.

İşler yine eskiye dönerse seyreyleyin siz tantanayı...

Tabii bu o kadar kolay olmaz. Bir tarafta dünya kadar yolsuzluk, hırsızlık, arsızlık var; diğer tarafta mafyoz ağlardan, uyuşturucudan Sinan Ateş cinayetine kadar uzanan leş gibi bir ilişkiler yumağı.

Ve herkes herkesin ciğerini biliyor...

Böyle ilişkilerde ayrılık zor olur. Kavga çıkar. Çarşı pazar karışır.

Dolayısıyla Ferdi Tayfur'un ağlak parçaları yeni duruma hitap etmeyecektir.

Bu gibi durumlar için artık rahmetli Azer Bülbül seviyesine yükselmek gerekir.

Aklıma gelen en uygun şarkı sözlerini sizinle de paylaşmak isterim: 

Daralır yüreğim, canım çok sıkılıyor
Ey gene gergin saatlerim başladı
Bir deli fırtına kopuyor içimde
Ey gene çılgın arzularım başladı
Bu gece kapına dayanabilirim
Bağırıp aşkımı haykırabilirim
Bu gece karakolluk olabilirim
Yar ben belanın ta kendisiyim


Efendim, Allah yar ve yardımcınız olsun.

Zira önümüzdeki dönemde ihtiyacınız olacak...

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU